Sufficient İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Sufficient İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Sufficient Kelimesinin Anlamı:

Sufficient kelimesi İngilizce bir sıfat olup “yeterli, kâfi, yeterince” gibi anlamlara gelir.

Örnek Cümleler:

1. Sufficient evidence was presented in court to convict the defendant. (Savcılık, sanığı mahkum etmek için yeterli kanıt sundu.)

2. I hope we have sufficient time to finish the project before the deadline. (Umuyorum ki son teslim tarihinden önce projeyi bitirmek için yeterli zamanımız var.)

3. The teacher provided sufficient instructions for the students to complete the assignment. (Öğretmen, ödevi tamamlamak için öğrencilere yeterli talimatlar verdi.)

4. Do you have sufficient funds to cover the cost of the trip? (Yolculuğun maliyetini karşılamak için yeterli fonunuz var mı?)

5. The company offered a sufficient salary to attract qualified candidates. (Şirket, nitelikli adayları çekmek için yeterli bir maaş teklif etti.)

6. The recipe calls for sufficient amounts of sugar and flour. (Tarif, yeterli miktarda şeker ve un gerektirir.)

7. I don’t think your explanation is sufficient enough to justify your actions. (Eylemlerini haklı çıkarmak için açıklamanın yeterli olduğunu düşünmüyorum.)

8. The fire department has sufficient equipment to handle any emergency. (İtfaiye, herhangi bir aciliyet durumunu ele almak için yeterli ekipmana sahiptir.)

9. The hotel offers sufficient parking for its guests. (Otel, misafirleri için yeterli otopark sunar.)

10. The restaurant serves sufficient portions of food for a reasonable price. (Restoran, makul bir fiyat karşılığında yeterli miktarda yemek servis eder.)

11. The company has sufficient resources to expand its operations. (Şirket, operasyonlarını genişletmek için yeterli kaynağa sahiptir.)

12. We need sufficient volunteers to help with the event. (Etkinliğe yardı

    mcı olmak için yeterli gönüllüye ihtiyacımız var.)

13. The medicine was sufficient to relieve the patient’s pain. (İlaç, hastanın ağrısını hafifletmek için yeterliydi.)

14. The company’s profits are sufficient to cover its expenses. (Şirketin karı, giderlerini karşılamak için yeterlidir.)

15. The security measures are sufficient to protect the building from intruders. (Güvenlik önlemleri, binayı yabancılardan korumak için yeterlidir.)

16. The athlete’s training regimen is sufficient to prepare him for the competition. (Sporcu için hazırlık programı, yarışmaya hazırlanması için yeterliydi.)

17. The hotel provides sufficient amenities for a comfortable stay. (Otel, konforlu bir konaklama için yeterli olanaklar sağlar.)

18. The lawyer argued that the evidence was not sufficient to convict his client. (Avukat, kanıtın müvekkilini mahkum etmek için yeterli olmadığını savundu.)

19. The car has a sufficient amount of gas to make it to the next gas station. (Araba, bir sonraki benzinciye kadar gitmek için yeterli miktarda yakıta sahiptir.)

20. The athlete’s performance was sufficient to qualify for the next round. (Sporcu, bir sonraki raunda geçmek için yeterli performans gösterdi.)

21. The project was completed with sufficient time to spare. (Proje, yedek zamanı olan yeterli zamanda tamamlandı.)