Suffer İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Suffer İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

SUFFER İLE İLGİLİ CÜMLELER

Suffer kelimesi Türkçe’de “acı çekmek, ızdırap çekmek, kötü bir durumda olmak” gibi anlamlara gelir. İngilizce cümle içinde kullanımları aşağıdaki gibi olabilir:

1. She suffers from migraines. (O migren hastasıdır.)
2. The poor child suffers from malnutrition. (Zavallı çocuk, yetersiz beslenmeden kaynaklanan bir durumdan muzdariptir.)
3. He suffered a heart attack last year. (Geçen yıl kalp krizi geçirdi.)
4. The country suffers from widespread poverty. (Ülke yaygın yoksullukla mücadele ediyor.)
5. The patient suffers from a chronic illness. (Hasta kronik bir hastalıktan muzdariptir.)
6. The team suffered a defeat in the final game. (Takım, final maçında bir yenilgiye uğradı.)
7. The company suffers from a lack of innovation. (Şirket yenilik eksikliğiyle karşı karşıyadır.)
8. She suffered a loss in the stock market. (Borsada bir kayıp yaşadı.)
9. He suffers from anxiety and depression. (O, kaygı ve depresyondan muzdariptir.)
10. The company suffers from a shortage of skilled workers. (Şirket yetenekli işçi eksikliğiyle karşı karşıyadır.)
11. She suffered a setback in her career. (Kariyerinde bir aksilik yaşadı.)
12. The city suffers from traffic congestion. (Kent trafik sıkışıklığından muzdariptir.)
13. The team suffered a major injury to their star player. (Takımın yıldız oyuncusuna önemli bir sakatlık oldu.)
14. He suffers from a lack of confidence. (O, özgüven eksikliği yaşıyor.)
15. The company suffers from a reputation for poor customer service. (Şirket, kötü müşteri hizmetleriyle ilgili bir üne sahiptir.)
16. She suffered a financial setback due to unexpected expenses. (Beklenmedik masraflar nedeniyle maddi bir aksilik yaşadı.)
17. The country suffers from political instability. (Ülke, siyasi istikrarsızlıkla mücadele ediyor.)
18. He suffered a loss of confidence after the failed project. (Başarısız proje sonrası özgüven kaybı yaşadı.)
19. The company suffers from a lack of diversity in

its workforce. (Şirket, çalışanlarında çeşitlilik eksikliğiyle karşı karşıyadır.)
20. She suffers from a chronic pain condition. (O, kronik bir ağrı durumundan muzdariptir.)