Suck İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Suck İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Suck İle İlgili Cümleler

Suck kelimesinin Türkçe anlamı emmek, çekmek, sömürmek gibi anlamlara gelir. İngilizce cümlelerde kullanım örnekleri aşağıdaki gibidir:

  1. My baby loves to suck on his pacifier. (Bebeğim emzik emmeyi seviyor.)
  2. I hate when people suck up to the boss. (Patrona yaranmak için insanların sömürmesinden nefret ediyorum.)
  3. The vacuum cleaner can suck up all the dirt on the carpet. (Elektrikli süpürge halıdaki tüm kirleri çekebilir.)
  4. Don’t suck on the pen like that, it’s not good for your teeth. (Kalemi öyle emme, dişlerin için iyi değil.)
  5. I can’t believe this lollipop sucks so much, it has no flavor. (Bu lolipopun bu kadar kötü olduğuna inanamıyorum, hiç tatlı değil.)
  6. He sucks at playing basketball, he always misses the shots. (Basketbol oynamada çok kötü, her zaman şutları kaçırıyor.)
  7. I need to suck in my stomach to fit into this dress. (Bu elbiseye sığabilmek için karın kaslarımı sıkmam gerekiyor.)
  8. I hate it when mosquitoes suck my blood while I’m sleeping. (Uyurken sivrisinekler kanımı emdiklerinde nefret ederim.)
  9. You need to suck it up and face your fears. (Korkularınla yüzleşmek için kendini toplamalısın.)
  10. This drink sucks, can I have something else please? (Bu içecek kötü, başka bir şey alabilir miyim lütfen?)
  11. She sucks the life out of everyone around her with her negativity. (Negatifliğiyle etrafındaki herkesin enerjisini sömürür.)
  12. I wish I could suck out all the pain from my friend’s broken heart. (Arkadaşımın kırık kalbinden tüm acıyı sömürebilseydim keşke.)
  13. The team really sucked in the last game, they lost by 20 points. (Takım son maçta gerçekten kötüydü, 20 sayı farkla kaybettiler.)
  14. The straw makes it easier to suck the drink out of the cup. (Sırıltı bardaktaki içeceği emmeyi kolaylaştırır.)
  15. Don’t suck your thumb, it will ruin your teeth alignment. (Parmak emme dişlerinin düzenini bozar, öyle yapma.)
  16. He’s such a suck-up, always trying to impress the boss. (Patronu etkilemeye çalışan bir yalaka, sürekli yaranmaya çalışıyor.)
  17. The vacuum sucks in all the dust from the floor. (Elektrikli süpürge yerdeki tüm tozu çeker.)
  18. I can’t stand it when people suck the joy out of every situation. (Her durumdan neşeyi sömüren insanlardan hoşlanmam.)
  19. The
  1. The baby bird learned how to suck food from its mother’s beak. (Kuş yavrusu annesinin gagasından yiyecek emmeyi öğrendi.)
  2. I’m going to need a straw to suck up the last bit of milkshake from the glass. (Bardaktaki son kalan milkshake’i çekmek için bir pipet ihtiyacım var.)

Bu örneklerde görüldüğü gibi “suck” kelimesi farklı anlamlar için kullanılabiliyor. Özellikle olumsuz anlamlarda kullanıldığında öfke, hayal kırıklığı, nefret gibi duyguları ifade etmek için sıkça kullanılır. Ancak bazı durumlarda da emmek, çekmek anlamında kullanılabiliyor.

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.