Such İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Such İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

SUCH

Such, Türkçe’de “böyle, bu tür, aynı gibi” gibi anlamlara gelir. İngilizcede sıklıkla “such a” veya “such an” şeklinde kullanılır.

  1. She had such a beautiful voice that everyone was mesmerized. (O kadar güzel bir sesi vardı ki herkes hipnotize oldu.)
  2. I have never seen such a strange creature before. (Daha önce böyle tuhaf bir yaratık görmedim.)
  3. Such an amazing performance deserves a standing ovation. (Böylesine harika bir performans ayakta alkışlanmayı hak ediyor.)
  4. I’ve never tasted such delicious food before. (Daha önce böyle lezzetli yemekler tatmadım.)
  5. He’s such a great singer that he can move anyone with his voice. (O kadar harika bir şarkıcı ki sesiyle herkesi etkileyebilir.)
  6. I can’t believe I’m in such a beautiful place. (Bu kadar güzel bir yerde olduğuma inanamıyorum.)
  7. She always wears such fashionable clothes. (Her zaman bu tür modaya uygun kıyafetler giyer.)
  8. Such a hot day calls for a swim in the pool. (Bu kadar sıcak bir günde havuza girilmesi gerekir.)
  9. He has such a kind heart that he would never hurt anyone intentionally. (O kadar merhametli bir kalbe sahip ki kimseye kasıtlı olarak zarar vermez.)
  10. I’ve never experienced such a long queue at the amusement park. (Eğlence parkında böyle uzun bir sıra beklememiştim.)
  11. She made such a mess in the kitchen that it took hours to clean up. (Mutfakta öyle bir dağınıklık yarattı ki temizlemek saatler sürdü.)
  12. Such an important decision should not be taken lightly. (Böylesine önemli bir karar hafife alınmamalı.)
  13. He is such an intelligent person that he can solve complex problems easily. (O kadar zeki bir kişi ki karmaşık problemleri kolayca çözebilir.)
  14. I can’t believe she has such a good memory. (Onun böyle iyi bir hafızası olduğuna inanamıyorum.)
  15. The city has such a rich history that it attracts tourists from all over the world. (Şehir o kadar zengin bir tarihe sahip ki dünyanın her yerinden turistleri cezbeder.)
  16. She is such a talented artist that her paintings sell for millions. (O kadar yetenekli bir sanatçı ki resimleri milyonlarca dolara satılıyor.)
  17. Such a beautiful sunset is worth capturing in a photograph. (Böylesine güzel bir gün batımı fotoğraf ile ölümsüzleştirilmeli.)
  18. I’ve never had such a bad day in my life. (Hayatımda böyle kötü bir gün geçirmedim.)
  19. She has such a sweet personality that everyone likes her. (O kadar tatlı bir kişiliği var ki herkes onu seviyor.)
  20. Such a difficult task requires a lot of concentration and effort. (B

öylesine zor bir görev, çok fazla konsantrasyon ve çaba gerektirir.)

Not: Renkli yazı etiketi kullanımı için görsel arayüz sağlanmadığı için bu özellik kullanılamamaktadır.

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.