Subtraction İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Subtraction İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Subtraction (Çıkarma) ile ilgili cümleler

Subtraction, matematikte iki sayı arasındaki farkı bulmak için kullanılan bir işlemdir. İşlemin sonucu, ilk sayıdan ikinci sayının çıkarılması ile elde edilir.

İşte, subtraction kelimesinin İngilizce cümleler içinde kullanımına örnekler:

1. Subtraction is a basic arithmetic operation that involves finding the difference between two numbers. (Çıkarma, iki sayı arasındaki farkı bulmayı içeren temel bir aritmetik işlemidir.)

2. She used subtraction to figure out how much money she had left after buying the concert tickets. (Konser biletlerini aldıktan sonra ne kadar parasının kaldığını hesaplamak için çıkarma işlemi kullandı.)

3. The teacher asked the students to solve the subtraction problems on the board. (Öğretmen, tahtada yer alan çıkarma problemlerini çözmelerini istedi.)

4. The result of the subtraction was negative, which meant that the second number was greater than the first. (Çıkarma işleminin sonucu negatifti, bu da ikinci sayının birincisinden daha büyük olduğu anlamına geliyordu.)

5. He struggled with subtraction in math class and asked his teacher for extra help. (Matematik dersinde çıkarma işlemiyle mücadele etti ve öğretmeninden ekstra yardım istedi.)

6. The subtraction of the two numbers resulted in a decimal, not a whole number. (İki sayının çıkarılması sonucu bir ondalık sayı elde edildi, tam sayı değil.)

7. The game involved simple subtraction problems that the children had to solve in order to move forward. (Oyun, çocukların ileri gitmek için çözmeleri gereken basit çıkarma problemleri içeriyordu.)

8. The student used a calculator to check his subtraction answers. (Öğrenci, çıkarma cevaplarını kontrol etmek için bir hesap makinesi kullandı.)

9. The subtraction was easy for her because she had memorized the subtraction table. (Çıkarma işlemi onun için kolaydı çünkü çıkarma tablosunu ezberlemişti.)

10. The bank teller made an error in subtraction and had to correct the customer’s account balance. (Banka görevlisi, çıkarma işleminde bir hata yaptı ve müşterinin hesap bakiyes

11. The word problem required the use of subtraction to determine how many apples were left after some were taken away. (Soru, bazıları alındıktan sonra kaç elma kaldığını belirlemek için çıkarma kullanmayı gerektiriyordu.)

12. The child was excited when she got the right answer for the subtraction problem on her homework. (Çıkarma problemi ev ödevinde doğru cevabı aldığında çocuk heyecanlandı.)

13. The store offered a discount on the price of the item, which required subtraction to figure out the new cost. (Mağaza ürünün fiyatında indirim sundu, yeni maliyeti hesaplamak için çıkarma gerekiyordu.)

14. The math teacher emphasized the importance of understanding subtraction because it was a fundamental math skill. (Matematik öğretmeni, çıkarma işlemini anlamanın önemini vurguladı çünkü temel bir matematik becerisiydi.)

15. The accountant used subtraction to reconcile the company’s financial statements. (Muhasebeci, şirketin mali tablolarını uyumlu hale getirmek için çıkarma işlemi kullandı.)

16. The child used his fingers to help him with subtraction because he was still learning the concept. (Çocuk, kavramı hala öğreniyor olduğu için çıkarma işleminde ona yardımcı olmak için parmaklarını kullandı.)

17. The math contest included challenging subtraction problems that required critical thinking skills. (Matematik yarışması, eleştirel düşünme becerisi gerektiren zorlayıcı çıkarma problemleri içeriyordu.)

18. The subtraction was incorrect, so the student had to redo the problem. (Çıkarma yanlıştı, bu nedenle öğrenci problemin yeniden yapması gerekti.)

19. The mechanic used subtraction to calculate the difference in tire size between the front and rear wheels of the car. (Tamirci, aracın ön ve arka tekerlekleri arasındaki lastik boyutu farkını hesaplamak için çıkarma işlemi kullandı.)

20. The student was proud of herself for mastering subtraction and moving on to more advanced math concepts. (Öğrenci, çıkarma işlemini ustaca öğrenip daha ileri matematik kavramlarına geçtiği için kendisiyle gurur duyuyordu.)