Subside İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Subside İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Subside İle İlgili İngilizce Cümleler

Subside kelimesi “yumuşamak, azalmak, yatışmak” gibi anlamlara gelir.

Örnek Cümleler:

1. The storm will subside by the evening. (Fırtına akşama kadar yatışacak.)
2. The pain will subside after you take this medicine. (Bu ilacı aldıktan sonra ağrı azalacak.)
3. The floodwaters began to subside slowly. (Sel suları yavaşça azalmaya başladı.)
4. He waited for the applause to subside before speaking. (Konuşmadan önce alkışların yatışmasını bekledi.)
5. The fever subsided after a few days. (Ateş birkaç gün sonra azaldı.)
6. The noise of the traffic gradually subsided as we moved away from the city. (Trafiğin sesi şehirden uzaklaştıkça yavaşça azaldı.)
7. I’m just waiting for my anger to subside before I say anything. (Konuşmadan önce öfkenin yatışmasını bekliyorum.)
8. The swelling in her ankle has finally subsided. (Ayaktaki şişlik sonunda azaldı.)
9. The tension between them began to subside as they talked. (Konuştukça aralarındaki gerilim azalmaya başladı.)
10. The fear in his eyes slowly subsided as he realized he was safe. (Güvende olduğunu fark ettikçe gözlerindeki korku yavaşça azaldı.)
11. The excitement in the room finally subsided after the announcement. (Duyurudan sonra odadaki heyecan sonunda azaldı.)
12. The wind began to subside as the sun rose. (Güneş doğarken rüzgar yavaşlamaya başladı.)
13. The anger in his voice slowly subsided as he explained himself. (Kendini açıkladıkça sesindeki öfke yavaşça azaldı.)
14. The pain in his knee subsided after physical therapy. (Fizik tedavi sonrası dizindeki ağrı azaldı.)
15. The protests finally subsided after the government made concessions. (Hükümet taviz verince protestolar sonunda azaldı.)
16. The fire in the forest has subsided, but the damage is extensive. (Ormandaki yangın azalmış ama hasar büyük.)
17. The excitement in the crowd subsided as the performer took the stage. (Sahneye çıkınca kalabalıktaki heyecan yavaşça azaldı.)
18. The snowstorm is expected to subside by tomorrow. (Kar fırtınası yarına kadar azalmayı bekleniyor.)
19. The pain in her back has subsided after rest and medication. (Dinlenme ve ilaç sonrası sırtındaki ağrı azaldı.)
20. The river began to subside after the heavy rains stopped. (Şiddetli yağmur durduktan sonra nehir azalmaya başladı.)

Continued: Subside İle İlgili İngilizce Cümleler

Türkçe Karşılıklar:

1. The storm will subside by the evening. (Fırtına akşama kadar yatışacak.)
2. The pain will subside after you take this medicine. (Bu ilacı aldıktan sonra ağrı azalacak.)
3. The floodwaters began to subside slowly. (Sel suları yavaşça azalmaya başladı.)
4. He waited for the applause to subside before speaking. (Konuşmadan önce alkışların yatışmasını bekledi.)
5. The fever subsided after a few days. (Ateş birkaç gün sonra azaldı.)
6. The noise of the traffic gradually subsided as we moved away from the city. (Trafiğin sesi şehirden uzaklaştıkça yavaşça azaldı.)
7. I’m just waiting for my anger to subside before I say anything. (Konuşmadan önce öfkenin yatışmasını bekliyorum.)
8. The swelling in her ankle has finally subsided. (Ayaktaki şişlik sonunda azaldı.)
9. The tension between them began to subside as they talked. (Konuştukça aralarındaki gerilim azalmaya başladı.)
10. The fear in his eyes slowly subsided as he realized he was safe. (Güvende olduğunu fark ettikçe gözlerindeki korku yavaşça azaldı.)
11. The excitement in the room finally subsided after the announcement. (Duyurudan sonra odadaki heyecan sonunda azaldı.)
12. The wind began to subside as the sun rose. (Güneş doğarken rüzgar yavaşlamaya başladı.)
13. The anger in his voice slowly subsided as he explained himself. (Kendini açıkladıkça sesindeki öfke yavaşça azaldı.)
14. The pain in his knee subsided after physical therapy. (Fizik tedavi sonrası dizindeki ağrı azaldı.)
15. The protests finally subsided after the government made concessions. (Hükümet taviz verince protestolar sonunda azaldı.)
16. The fire in the forest has subsided, but the damage is extensive. (Ormandaki yangın azalmış ama hasar büyük.)
17. The excitement in the crowd subsided as the performer took the stage. (Sahneye çıkınca kalabalıktaki heyecan yavaşça azaldı.)
18. The snowstorm is expected to subside by tomorrow. (Kar fırtınası yarına kadar azalmayı bekleniyor.)
19. The pain in her back has subsided after rest and medication. (Dinlenme ve ilaç sonrası sırtındaki ağrı azaldı.)
20. The river began to subside after the heavy rains stopped. (Şiddetli yağmur durduktan sonra nehir azalmaya başladı.)

Subside kelimesi, sıklıkla sıcaklık, ağrı, heyecan, öfke gibi durumların azalmaya başlamasını ifade etmek için kullanılır. Sel, yangın