Submerged İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Submerged İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Submerged Nedir?


Submerged, sıvının altına batırılmış, su altında kalmış anlamına gelen bir İngilizce kelime olarak kullanılır.

Örnek Cümleler:


1. The Titanic is now submerged deep in the Atlantic Ocean. (Titanik şimdi Atlas Okyanusu’nun derinliklerinde batmış durumda.)
2. The divers explored the submerged wreck off the coast. (Dalışçılar, kıyıdan uzakta su altında kalmış enkazı keşfettiler.)
3. The city was submerged by a huge tidal wave. (Şehir devasa bir gelgit dalgası tarafından sular altında kaldı.)
4. The submarine was fully submerged and invisible to the enemy. (Denizaltı tamamen su altına batmış ve düşmana görünmez hale gelmişti.)
5. The old bridge was submerged by the rising river. (Eski köprü yükselen nehir tarafından su altında kalmıştı.)
6. The divers found a submerged treasure chest on the ocean floor. (Dalışçılar, okyanus tabanında su altında kalmış bir hazine sandığı buldular.)
7. The road was submerged by the floodwaters, making it impassable. (Yol sel suları tarafından su altında kalmış, geçilemez hale gelmişti.)
8. The sunken ship remained submerged for centuries. (Batık gemi yüzyıllar boyunca su altında kalmaya devam etti.)
9. The divers had to use special equipment to explore the submerged cave system. (Dalışçılar, su altında kalmış mağara sistemi keşfetmek için özel ekipman kullanmak zorunda kaldılar.)
10. The city’s subway system is partially submerged underground. (Şehrin metro sistemi kısmen yer altında su altında kalmış durumda.)
11. The submerged vegetation provides a habitat for many aquatic animals. (Su altında kalmış bitki örtüsü birçok sucul hayvan için yaşam alanı sağlar.)
12. The boat capsized and quickly became submerged in the rough sea. (Tekne alabora oldu ve hızla dalgalı denizde su altında kaldı.)
13. The submarine crew can only communicate with the outside world when the vessel is not submerged. (Denizaltı mürettebatı, araç su altında olmadığı

zaman sadece dış dünya ile iletişim kurabilir.)
14. The archaeological team discovered a submerged temple from an ancient civilization. (Arkeoloji ekibi, eski bir medeniyetten kalma su altında kalmış bir tapınak keşfetti.)

  1. The submerged rocks posed a danger to passing ships. (Su altında kalmış kayalar geçen gemiler için bir tehlike oluşturuyordu.)
  2. The floodwaters submerged the entire ground floor of the building. (Sel suları binanın tamamı zemin katını su altında bıraktı.)
  3. The submarine was able to stay submerged for several days at a time. (Denizaltı birkaç gün boyunca su altında kalabiliyordu.)
  4. The submerged ruins of the ancient city attract many divers and tourists. (Antik kentin su altında kalmış kalıntıları birçok dalgıç ve turisti çekiyor.)
  5. The submarine had to surface periodically to replenish its air supply. (Denizaltı hava tedarikini yenilemek için düzenli olarak yüzeye çıkmak zorundaydı.)
  6. The submerged vehicle was difficult to locate in the murky water. (Su altında kalmış araç, çamurlu suda bulmak zordu.)

Türkçe Karşılıklar:

1. batmış
2. su altında kalmış
3. sular altında kalmış
4. su altına batmış
5. su altında kalmış
6. su altında kalmış
7. su altında kalmış
8. su altında kalmış
9. su altında kalmış
10. yer altında su altında kalmış
11. su altında kalmış bitki örtüsü
12. dalgalı denizde su altında kalmış
13. su altında değilken iletişim kurmak
14. su altında kalmış tapınak
15. su altında kalmış kayalar
16. bina zemin katı su altında kalmış
17. birkaç gün su altında kalmak
18. su altında kalmış antik kalıntılar
19. hava tedarikini yenilemek için yüzeye çıkmak
20. su altında kalmış araç.

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.