Stupefaction İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Stupefaction İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Stupefaction

Stupefaction, şaşkınlık, hayret, afallama anlamına gelir. Bu kelime sıklıkla duygusal ya da fiziksel bir şok durumu sonrasında kullanılır.

Örnek cümleler:

  1. I was in a state of stupefaction when I heard the news. (Haberleri duyduğumda hayretler içinde kaldım.)
  2. The audience was in stupefaction after the shocking revelation. (Şok edici açıklamadan sonra seyirci afalladı.)
  3. Her sudden departure left me in a state of stupefaction. (Aniden ayrılması beni şaşırttı.)
  4. The stupefaction on his face was evident when he saw the damage. (Hasarı gördüğünde yüzündeki şaşkınlık belirgin şekilde görülebiliyordu.)
  5. The complexity of the problem caused stupefaction among the scientists. (Sorunun karmaşıklığı bilim adamları arasında şaşkınlığa neden oldu.)
  6. He stared at the painting with stupefaction, trying to understand its meaning. (Tabloya hayretle baktı, anlamını anlamaya çalıştı.)
  7. The sudden thunderstorm caused stupefaction among the beachgoers. (Aniden başlayan fırtına plajdaki insanlar arasında şaşkınlık yarattı.)
  8. The stupefaction on her face was replaced by relief when she heard her son was safe. (Oğlunun güvende olduğunu duyunca yüzündeki hayret yerini rahatlamaya bıraktı.)
  9. His unexpected resignation caused stupefaction among his colleagues. (Beklenmedik istifası meslektaşları arasında şaşkınlığa neden oldu.)
  10. The stupefaction on their faces quickly turned into horror when they saw the car crash. (Araba kazasını görünce yüzlerindeki hayret hızla dehşete dönüştü.)
  11. The sheer size of the waterfall caused stupefaction among the tourists. (Şelalenin büyüklüğü turistler arasında şaşkınlığa neden oldu.)
  12. The stupefaction in his voice was evident when he heard the price of the house. (Evin fiyatını duyunca sesindeki hayret belirgin şekilde hissediliyordu.)
  13. The stupefaction on his face was quickly replaced by anger when he heard the news. (Haberleri duyunca yüzündeki hayret hızla öfkeye dönüştü.)
  14. The stupefaction in the room was palpable when the candidate made his announcement. (Aday açıklamasını yapınca odadaki şaşkınlık hissedilebilirdi.)
  15. The stupefaction on her face quickly turned into tears when she heard the news. (Haberleri duyunca yüzündeki hayret hızla gözyaşlarına dönüştü.)
  16. The complexity of the math problem caused stupefaction among the students. (Matematik probleminin karmaşıklığı öğrenciler arasında şaşkınl

ık yarattı.)
17. The sudden appearance of the celebrity caused stupefaction among the fans. (Ünlünün aniden ortaya çıkması hayranlar arasında şaşkınlığa neden oldu.)

  1. The stupefaction on his face quickly turned into a smile when he saw his girlfriend. (Kız arkadaşını görünce yüzündeki hayret hızla gülümsemeye dönüştü.)
  2. The complexity of the engineering problem caused stupefaction among the design team. (Mühendislik sorununun karmaşıklığı tasarım ekibi arasında şaşkınlık yarattı.)
  3. The stupefaction in the courtroom was evident when the judge made his ruling. (Yargıç kararını verince mahkeme salonundaki hayret belirgin şekilde görülebildi.)

(Türkçe çeviriler kalın ve siyah renkle yazılmıştır.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.