Strife İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Strife İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Strife

Strife, anlaşmazlık, çekişme veya mücadele anlamına gelir. İnsanlar arasındaki anlaşmazlıkların yol açtığı zorlukları veya acıları ifade etmek için de kullanılır.

Örnek cümleler:

  1. The strife between the two families has been going on for generations. (İki aile arasındaki anlaşmazlık nesillerdir devam etmektedir.)
  2. The country is currently in a state of political strife. (Ülke şu anda siyasi çekişmelerin içinde.)
  3. The employees went on strike to protest against the company’s actions, causing strife in the workplace. (Çalışanlar şirketin eylemlerine protesto etmek için greve gitti ve işyerinde anlaşmazlıklara neden oldu.)
  4. Strife often arises when there are different opinions and perspectives. (Farklı fikirler ve bakış açıları olduğunda genellikle anlaşmazlıklar ortaya çıkar.)
  5. The two friends had a bit of strife, but they managed to work things out in the end. (İki arkadaş biraz çekiştiler, ama sonunda sorunlarını çözdüler.)
  6. The strife in the region has resulted in a humanitarian crisis. (Bölgedeki anlaşmazlıklar insanlık krizine neden oldu.)
  7. Strife and conflict can often be avoided with effective communication and negotiation. (Etkili iletişim ve müzakere ile çekişme ve çatışmalar genellikle önlenir.)
  8. The political party is facing internal strife and division. (Siyasi parti iç çekişme ve bölünmeyle karşı karşıya.)
  9. Strife can sometimes lead to personal growth and development. (Anlaşmazlık bazen kişisel büyüme ve gelişmeye yol açabilir.)
  10. The strife between the two nations resulted in a devastating war. (İki ulke arasındaki anlaşmazlık yıkıcı bir savaşa neden oldu.)
  11. Strife within the company has led to a decline in productivity and morale. (Şirket içindeki çekişmeler, üretkenlik ve moralde bir düşüşe neden oldu.)
  12. Strife and competition can sometimes bring out the best in people. (Çekişme ve rekabet bazen insanların en iyisini ortaya çıkarabilir.)
  13. The team’s internal strife affected their performance on the field. (Takımın iç çekişmesi sahadaki performanslarına etki etti.)
  14. Strife between siblings is not uncommon, especially during adolescence. (Kardeşler arasındaki anlaşmazlıklar özellikle ergenlik döneminde sık görülür.)
  15. The political leaders worked together to resolve the strife between their two countries. (Siyasi liderler iki ülke arasındaki anlaşmazlığı çözmek için birlikte çalıştılar.)
  16. Strife and conflict can sometimes be a result of misunderstandings or miscommunication. (Çekişme ve çatışmalar bazen yanlış anlamalar

veya yanlış iletişimden kaynaklanabilir.)
17. The strife between the different departments in the company was affecting the overall performance. (Şirketteki farklı departmanlar arasındaki anlaşmazlık genel performansı etkiliyordu.)

  1. Strife within a team can often be resolved with effective leadership and conflict resolution skills. (Bir takımdaki çekişmeler genellikle etkili liderlik ve çatışma çözme becerileri ile çözülebilir.)
  2. The community was torn apart by the strife between the different religious groups. (Topluluk, farklı dini gruplar arasındaki anlaşmazlıklar nedeniyle bölünmüştü.)
  3. Strife and disagreement are a natural part of any relationship, but it’s important to find ways to work through them. (Çekişme ve anlaşmazlık herhangi bir ilişkinin doğal bir parçasıdır, ancak bunları çözmenin yollarını bulmak önemlidir.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.