Stream İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Stream İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Stream Nedir?

Stream, akış anlamına gelir ve bilgisayar bilimleri alanında, özellikle programlama ve veri işleme alanında sıklıkla kullanılır. Stream, işlenmek üzere gelen verilerin akışını temsil eden bir dizi veridir.

Örnek Cümleler:

  1. The data is transmitted through a stream. (Veri, bir akış yoluyla iletilir.)
  2. I like to stream movies on weekends. (Hafta sonları filmleri akış halinde izlemeyi seviyorum.)
  3. The river flowed with a gentle stream. (Nehir, hafif bir akışla aktı.)
  4. I’m going to stream my favorite game tonight. (Bu gece favori oyunumu akış halinde yayınlayacağım.)
  5. The stream of data is too large to process all at once. (Veri akışı, tümü birden işlemek için çok büyük.)
  6. I can hear the stream running in the background. (Arka planda akan akışı duyabiliyorum.)
  7. The stream is polluted with industrial waste. (Akış, endüstriyel atıklarla kirletilmiştir.)
  8. I’m going to start a new stream on my channel. (Kanalımda yeni bir akış başlatacağım.)
  9. The stream of visitors to the museum never seems to end. (Müzeye gelen ziyaretçi akışı hiç bitmiyor gibi görünüyor.)
  10. I like to fish in the stream behind my house. (Evimin arkasındaki akışta balık tutmayı seviyorum.)
  11. The stream of consciousness novel is difficult to follow. (Bilinç akışı romanı takip etmesi zor.)
  12. The stream of traffic on the highway was heavy during rush hour. (Trafik akışı, yoğun saatlerde yoğundu.)
  13. I need a faster internet connection to stream high-quality videos. (Yüksek kaliteli videoları akış halinde izlemek için daha hızlı bir internet bağlantısına ihtiyacım var.)
  14. The stream of water from the faucet is too weak. (Musluktan akan su akışı çok zayıf.)
  15. I’m going to stream a live performance by my favorite band. (Favori grubumun canlı performansını akış halinde yayınlayacağım.)
  16. The stream of smoke from the factory chimney is a cause for concern. (Fabrika bacas

ından yükselen duman akışı endişe verici bir durum.)
17. I prefer to stream music instead of downloading it. (Müziği indirmek yerine akış halinde dinlemeyi tercih ederim.)

  1. The stream of customers at the store was slow today. (Mağazadaki müşteri akışı bugün yavaştı.)
  2. I’m going to stream a tutorial on how to make a cake. (Nasıl kek yapılacağına dair bir eğitim videosu akış halinde yayınlayacağım.)
  3. The stream of information from the news was overwhelming. (Haberlerden gelen bilgi akışı eziciydi.)

(Türkçe çeviriler, cümlelerin anlamını doğru bir şekilde yansıtmaya çalışmıştır.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.