Streak İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Streak İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Streak Nedir?

Streak, genellikle uzun bir süre boyunca devam eden bir başarı veya başarısızlık dizisini ifade eder. Aynı zamanda, bir şeyin belirli bir yüzey üzerindeki izi veya çizgisi de bir “streak” olarak adlandırılabilir.

Örnek Cümleler:

  1. He has a winning streak of 10 games. (O, 10 maçlık bir galibiyet serisi elde etti.)
  2. Her poor grades have ruined her academic streak. (Onun kötü notları, akademik başarısını mahvetti.)
  3. The athlete’s impressive streak of consecutive wins is still unbroken. (Sporcu, ardışık galibiyetlerinin etkileyici serisi hala bozulmadı.)
  4. The cook left a streak of flour on the countertop. (Aşçı, tezgahın üstünde bir un izi bıraktı.)
  5. She has a streak of stubbornness that makes it difficult to reason with her. (Onun zorlaşan bir tutum sergilemesi, onunla tartışmayı zorlaştırıyor.)
  6. The artist drew a streak of yellow across the canvas. (Sanatçı, tuvale bir sarı iz çizdi.)
  7. His bad luck streak seems to never end. (Onun şanssızlık serisi hiç bitmek gibi görünmüyor.)
  8. The runner’s streak of personal best times came to an end in the latest race. (Koşucunun kişisel en iyi zamanlarındaki serisi, son yarışta sona erdi.)
  9. The basketball team is on a losing streak and needs to regroup. (Basketbol takımı, kaybetme serisi içinde ve yeniden toplanmaya ihtiyaç duyuyor.)
  10. The storm left a streak of destruction in its wake. (Fırtına, arkasında bir yıkım izi bıraktı.)
  11. His honesty is a rare streak in today’s society. (Onun dürüstlüğü, bugünün toplumunda nadir bir özelliktir.)
  12. The makeup artist added a streak of glitter to the model’s cheekbones. (Makyaj sanatçısı, modelin elmacık kemiklerine bir ışıltı izi ekledi.)
  13. The new employee has a streak of creativity that is refreshing. (Yeni çalışanın tazelenen bir yaratıcılık izi var.)
  14. The musician’s latest album broke her streak of mediocre releases. (Müzisyenin son albümü, orta halli yayın serisini kırdı.)
  15. The detective noticed a streak of blood on the carpet. (Dedektif, halıda bir kan izi fark etti.)
  16. Her outgoing personality is a streak of sunshine in the office. (Onun dışa dönük kişiliği, ofiste bir güneş ışını izi gibi.)
  17. The company is proud of its streak of innovation and forward-thinking. (Şirket, yenilikçilik ve ileri düşüncesi ile gurur duyuyor.)
  18. The streak of red in her hair adds a

bold pop of color to her overall look. (Saçındaki kırmızı iz, genel görünümüne cesur bir renk katıyor.)
19. The author’s new book continues her streak of bestsellers. (Yazarın yeni kitabı, en çok satanlar serisini devam ettiriyor.)

  1. The streak of kindness shown by strangers after the natural disaster was heartwarming. (Doğal afet sonrası yabancıların gösterdiği iyilik izi, yürek ısıtıcıydı.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.