Stir İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Stir İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Stir İle İlgili Cümleler

Stir kelimesi “karıştırmak” anlamına gelir.

  1. I stirred the soup before serving. (Servis yapmadan önce çorbayı karıştırdım.)
  2. The wind stirred the leaves on the trees. (Rüzgar ağaçlardaki yaprakları karıştırdı.)
  3. She stirred her coffee with a spoon. (Kahvesini kaşıkla karıştırdı.)
  4. The protest stirred up a lot of controversy. (Protesto birçok tartışmayı beraberinde getirdi.)
  5. He stirred the cake batter with a whisk. (Kek hamurunu çırpıcıyla karıştırdı.)
  6. The movie stirred up a lot of emotions in me. (Film bende birçok duyguyu uyandırdı.)
  7. She stirred the pot of stew on the stove. (Ocağın üzerindeki güveç tenceresini karıştırdı.)
  8. The news of his death stirred up memories of my grandfather. (Ölüm haberinin benim dedemle ilgili anılarımı canlandırdı.)
  9. He stirred the paint to make sure it was well-mixed. (Boyanın iyi karıştığından emin olmak için boyayı karıştırdı.)
  10. The idea of starting a business stirred his entrepreneurial spirit. (Bir işletme kurma fikri girişimci ruhunu harekete geçirdi.)
  11. She stirred the fire to keep it going. (Ateşi devam ettirmek için ateşi karıştırdı.)
  12. The sound of the music stirred memories of her childhood. (Müziğin sesi çocukluk anılarını canlandırdı.)
  13. He stirred the soil in the garden to aerate it. (Bahçedeki toprağı havalandırmak için toprağı karıştırdı.)
  14. The speech stirred up patriotism in the audience. (Konuşma izleyicilerde vatanseverlik duygusu uyandırdı.)
  15. She stirred the dye into the fabric to create a pattern. (Desen oluşturmak için boyayı kumaşa karıştırdı.)
  16. The smell of baking bread stirred his appetite. (Pişen ekmeğin kokusu onun iştahını açtı.)
  17. The thunderstorm stirred up fear in the children. (Fırtına çocuklarda korku
  1. She stirred the conversation in a different direction. (Konuşmayı farklı bir yöne çevirdi.)

  2. The news of the merger stirred up excitement among investors. (Birleşme haberleri yatırımcılar arasında heyecan yarattı.)

  3. The coach tried to stir up enthusiasm in the team before the game. (Antrenör maçtan önce takımda coşkuyu uyandırmaya çalıştı.)

  4. Çorbayı servis yapmadan önce karıştırdım.

  5. Rüzgar ağaçlardaki yaprakları karıştırdı.

  6. Kahvesini kaşıkla karıştırdı.

  7. Protesto birçok tartışmayı beraberinde getirdi.

  8. Kek hamurunu çırpıcıyla karıştırdı.

  9. Film bende birçok duyguyu uyandırdı.

  10. Ocağın üzerindeki güveç tenceresini karıştırdı.

  11. Ölüm haberinin benim dedemle ilgili anılarımı canlandırdı.

  12. Boyanın iyi karıştığından emin olmak için boyayı karıştırdı.

  13. Bir işletme kurma fikri girişimci ruhunu harekete geçirdi.

  14. Ateşi devam ettirmek için ateşi karıştırdı.

  15. Müziğin sesi çocukluk anılarını canlandırdı.

  16. Bahçedeki toprağı havalandırmak için toprağı karıştırdı.

  17. Konuşma izleyicilerde vatanseverlik duygusu uyandırdı.

  18. Desen oluşturmak için boyayı kumaşa karıştırdı.

  19. Pişen ekmeğin kokusu onun iştahını açtı.

  20. Fırtına çocuklarda korku uyandırdı.

  21. Konuşmayı farklı bir yöne çevirdi.

  22. Birleşme haberleri yatırımcılar arasında heyecan yarattı.

  23. Antrenör maçtan önce takımda coşkuyu uyandırmaya çalıştı.

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.