Stigmatize İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Stigmatize İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Stigmatize Kelimesinin Anlamı

Stigmatize kelimesi, bir kişi, toplum veya davranış hakkında olumsuz bir görüş veya damgalama oluşturmak anlamına gelir.

Örnek Cümleler:

  1. She was stigmatized by her classmates for being overweight.

    (Obez olması nedeniyle sınıf arkadaşları tarafından damgalandı.)

  2. People who suffer from mental illness are often stigmatized by society.

    (Zihinsel hastalığı olan insanlar genellikle toplum tarafından damgalanırlar.)

  3. The media often stigmatizes immigrants as criminals.

    (Medya sıklıkla göçmenleri suçlu olarak damgalıyor.)

  4. The government stigmatizes drug addicts instead of providing them with proper treatment.

    (Hükümet, uyuşturucu bağımlılarını doğru tedavi yerine damgalamayı tercih ediyor.)

  5. The high school stigmatized students who failed their exams as lazy and unmotivated.

    (Lise, sınavları geçemeyen öğrencileri tembel ve motivasyonsuz olarak damgaladı.)

  6. People who are divorced are often stigmatized by their families and friends.

    (Boşanmış olan insanlar genellikle aileleri ve arkadaşları tarafından damgalanırlar.)

  7. Some people stigmatize those who receive welfare benefits as lazy and dependent on the government.

    (Bazı insanlar, sosyal yardım alanları tembel ve hükümete bağımlı olarak damgalamaktadır.)

  8. People with tattoos used to be stigmatized, but now it’s more socially acceptable.

    (Dövme yapan insanlar eskiden damgalanırdı, ancak şimdi daha sosyal olarak kabul ediliyor.)

  9. The company stigmatized employees who took sick days as weak and unreliable.

    (Şirket, hasta günü alan çalışanları zayıf ve güvenilmez olarak damgaladı.)

  10. People who are HIV-positive are often stigmatized and discriminated against.

    (HIV pozitif olan insanlar genellikle damgalanır ve ayrımcılığa maruz kalırlar.)

  11. The media stigmatizes single mothers as irresponsible and promiscuous.

    (Medya, yalnız anneleri sorumsuz ve çapkın olarak damgalıyor.)

  12. People with disabilities are often stigmatized as incapable and dependent.

    (Engelli insanlar genellikle yetersiz ve bağımlı olarak damgalanırlar.)

  13. Women who choose not to have children are sometimes stigmatized as selfish or unnatural.

    (Çocuk sahibi olmayı tercih etmeyen kadınlar bazen bencil veya doğal olmayan olarak damgalanırlar.)

  14. People who work in certain professions, such as sex work or drug dealing, are often stigmatized by society.

    (Cinsel işçilik veya uyuşturucu satıcılığı gibi belirli mesleklerde çalışan insanlar genellikle toplum tarafından damgalanırlar.)

  15. People who speak a different language or have an accent are sometimes stigmatized and discriminated against.

    (Farklı bir dil konuşan veya aksanı olan insanlar bazen damgalanır ve ayrımcılığa maruz kalırlar.)

  16. People who are overweight are often stigmatized and discriminated against in the workplace.

    (Fazla kilolu olan insanlar iş yerinde sıklıkla damgalanır ve ayrımcılığa maruz kalırlar.)

  17. The media often stigmatizes Muslims as terrorists or extremists.

    (Medya sıklıkla Müslümanları terörist veya aşırılıkçı olarak damgalıyor.)

  18. People with mental illnesses are often stigmatized as dangerous or violent, even though this is not true.

    (Zihinsel hastalığı olan insanlar genellikle tehlikeli veya şiddet eğilimli olarak damgalanır, bu aslında doğru değildir.)

  19. The government stigmatizes certain groups of people, such as immigrants or minorities, in order to appeal to a certain voter base.

    (Hükümet, belirli bir seçmen kitlesine hitap etmek için göçmenler veya azınlıklar gibi belirli insan gruplarını damgalıyor.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.