Stadtholder İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Stadtholder İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Stadtholder

Stadtholder, Hollanda tarihinde ve politikasında önemli bir rol oynayan bir unvandır. Stadtholder, İngilizce’de “şehir valisi” olarak çevrilebilir. Bu unvan, 16. ve 18. yüzyıllar arasında Hollanda Cumhuriyeti’nin liderliğini yapan prenslerin taşıdığı bir unvandı. İşte stadtholder kelimesinin İngilizce cümlelerde kullanımına örnekler:

1. The stadtholder was a powerful figure in Dutch politics during the 17th century. (Stadtholder, 17. yüzyılda Hollanda politikasında güçlü bir figürdü.)

2. William III was both a stadtholder and a king. (William III hem stadtholder hem de kraldı.)

3. The stadtholder’s duties included leading the military and representing the country in foreign affairs. (Stadtholder’in görevleri arasında orduyu yönetmek ve ülkeyi yabancı işlerde temsil etmek vardı.)

4. The stadtholder was responsible for maintaining law and order within the country. (Stadtholder, ülke içinde hukuk ve düzeni korumaktan sorumluydu.)

5. The stadtholder’s power was limited by the Dutch Republic’s system of checks and balances. (Stadtholder’in gücü, Hollanda Cumhuriyeti’nin denge ve denetim sistemi tarafından sınırlıydı.)

6. The stadtholder was appointed by the States General of the Netherlands. (Stadtholder, Hollanda Devletleri Genel Meclisi tarafından atandı.)

7. The stadtholder’s role evolved over time, from a military commander to a political leader. (Stadtholder’in rolü zaman içinde, bir askeri komutandan bir politik lider haline evrildi.)

8. The stadtholder’s authority was challenged by the rise of the Dutch merchant class. (Stadtholder’in otoritesi, Hollanda tüccar sınıfının yükselişi tarafından sınandı.)

9. The stadtholder’s term of office was not fixed, and could vary depending on the circumstances. (Stadtholder’in görev süresi sabit değildi ve koşullara bağlı olarak değişebilirdi.)

10. The stadtholder’s residence was located in The Hague. (Stadtholder’in ikametgahı, Lahey’de bulunuyordu.)

11. The stadtholder was a symbol of Dutch resistance against foreign domination. (Stadtholder, yabancı egemenliğine karşı Hollanda direnişinin bir sembolüydü.)

12. The stadtholder played a key role in the Dutch Republic’s war against Spain. (Stadtholder, Hollanda Cumhuriyeti’nin İspanya’ya karşı savaşında önemli bir rol oynadı.)

13. The stadtholder was a popular figure among the Dutch people. (Stadtholder, Hollandalılar ar

14. The stadtholder’s power was challenged by the rise of the Dutch provinces. (Stadtholder’in gücü, Hollanda eyaletlerinin yükselişi tarafından sınandı.)

15. The stadtholder’s role was abolished in 1795, following the French occupation of the Netherlands. (Stadtholder’in rolü, Fransızların Hollanda’yı işgalinin ardından 1795 yılında kaldırıldı.)

16. The stadtholder was a hereditary position, passed down through the House of Orange. (Stadtholder, House of Orange aracılığıyla aktarılan bir kalıtsal pozisyondur.)

17. The stadtholder’s authority was challenged by the emergence of Dutch democracy. (Stadtholder’in otoritesi, Hollanda demokrasisinin ortaya çıkması tarafından sınandı.)

18. The stadtholder was responsible for appointing local officials and judges. (Stadtholder, yerel yetkilileri ve hakimleri atamaktan sorumluydu.)

19. The stadtholder was a key figure in the Dutch Republic’s struggle for independence from Spain. (Stadtholder, Hollanda Cumhuriyeti’nin İspanya’dan bağımsızlık mücadelesinde önemli bir figürdü.)

20. The stadtholder’s power was ultimately diminished by the growth of Dutch democracy and the decline of the Dutch Republic. (Stadtholder’in gücü, Hollanda demokrasisinin büyümesi ve Hollanda Cumhuriyeti’nin çöküşü ile nihayetinde azaldı.)