Squirm İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Squirm İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Squirm kelimesinin Türkçe anlamı:


Squirm kelimesi Türkçe’de “kıvranmak, kıvrılmak, sıkıntı çekmek” gibi anlamlara gelir.

Örnek cümleler:

  1. I could see the worms squirming in the dirt. (Solucanları toprakta kıvranırken görebiliyordum.)
  2. The toddler squirmed out of her mother’s grip. (Küçük çocuk annesinin kavramasından kurtulmak için kıvrıldı.)
  3. He squirmed in his seat, trying to find a comfortable position. (Rahat bir pozisyon bulmaya çalışarak koltuğunda kıvrandı.)
  4. The cat squirmed out of the small space between the couch and the wall. (Kedi kanepenin ve duvarın arasındaki küçük boşluktan kıvrılarak çıktı.)
  5. She couldn’t help but squirm with discomfort during the awkward conversation. (Tatsız konuşma sırasında rahatsızlıkla kıvranmaktan kendini alamadı.)
  6. The fish squirmed on the hook before finally getting caught. (Balık sonunda yakalanmadan önce kancada kıvrıldı.)
  7. The wrestler tried to squirm out of his opponent’s grip. (Güreşçi rakibinin tutuşundan kurtulmaya çalıştı.)
  8. The baby squirmed in his sleep, causing his parents to check on him. (Bebek uykusunda kıvrılırken, ebeveynler onu kontrol etmek zorunda kaldı.)
  9. She squirmed with excitement when she saw the surprise party waiting for her. (Sürpriz parti için bekleyenleri görünce heyecanla kıvrıldı.)
  10. He squirmed with embarrassment as he recounted the embarrassing incident. (Utandırıcı olayı anlatırken utançla kıvrandı.)
  11. The snake squirmed through the grass, searching for its next meal. (Yılan, bir sonraki yemeğini arayarak çimenlerin arasından kıvrıldı.)
  12. The audience squirmed in their seats during the horror movie. (Korku filmi sırasında seyirciler koltuklarında kıvrandı.)
  13. The puppy squirmed with joy when its owner came home. (Sahibi eve geldiğinde köpek sevinçle kıvrıldı.)
  14. He squirmed with pain as the doctor removed the splinter from his finger. (Doktor parmağındaki çıtayı çıkarırken acıdan kıvrandı.)
  15. The caterpillar squirmed as it transformed into a butterfly. (Tırtıl kelebek olmaya dönüştüğünde kıvrıldı.)
  16. The athlete squirmed out of the tackle and made a touchdown. (Sporcu tackle’dan kurtuldu ve touchdown yaptı.)
  17. The child squirmed with anticipation as she waited for Santa Claus. (Noel Baba’yı beklerken heyecanla kıvrılan çocuk.)
  18. She squirmed

with frustration as she tried to untangle her necklace. (Kolyesini çözmeye çalışırken sinirle kıvrandı.)
19. The snake squirmed away when it sensed danger. (Tehlike hissettiğinde yılan uzaklaştı ve kıvrıldı.)

  1. The comedian made the audience squirm with his edgy jokes. (Komedyen keskin esprileriyle seyircileri rahatsız etti ve kıvrandırdı.)

(Türkçe karşılıklarını örnek cümlelerin sonunda belirttik.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.