Spud İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Spud İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Spud Nedir?

Spud, patatesin İngilizce’deki yaygın isimlerinden biridir.

Örnek Cümleler:

1. I bought a bag of spuds from the grocery store. (Marketten bir torba patates aldım.)
2. My favorite way to cook spuds is by roasting them. (Patatesleri en sevdiğim pişirme yöntemi fırında kızartmaktır.)
3. The farmer harvested a ton of spuds this year. (Çiftçi bu yıl bir ton patates hasat etti.)
4. Would you like some spuds with your steak? (Bifteğinizin yanında patates ister misiniz?)
5. She planted a row of spuds in her garden. (Bahçesinde bir sıra patates ekti.)
6. My grandma used to make the best mashed spuds. (Büyükannem en lezzetli ezilmiş patatesleri yapardı.)
7. The spuds were boiled and served with butter. (Patatesler haşlanıp tereyağı ile servis edildi.)
8. He picked up a spud and started peeling it. (Bir patates alıp soyulmaya başladı.)
9. The spud chips were crispy and delicious. (Patates cipsleri çıtır ve lezzetliydi.)
10. They dug up the spuds from the ground and put them in a basket. (Topraktan patatesleri kazdılar ve sepete koydular.)
11. The soup was made with spuds and carrots. (Çorba patates ve havuçla yapıldı.)
12. He ordered a baked spud with cheese and bacon. (Peynir ve jambonlu fırınlanmış patates sipariş etti.)
13. The spuds were sliced thinly and fried until golden brown. (Patatesler ince dilimlendi ve altın rengi kızartıldı.)
14. She boiled the spuds and then mashed them with milk and butter. (Patatesleri haşladı ve sonra süt ve tereyağı ile ezdi.)
15. The spuds were used to make a hearty soup for the winter. (Patatesler kış için doyurucu bir çorba yapmak için kullanıldı.)
16. He added some chopped herbs to the roasted spuds for extra flavor. (Daha fazla lezzet için kızarmış patateslere doğranmış otlar ekledi.)
17. The spuds were seasoned with salt and pepper before being baked. (Patatesler fırına verilmeden önce tuz ve karabiberle baharatlandırıldı.)
18. The farmer planted a field full of spuds. (Çiftçi tam bir tarla patates ekmişti.)
19. She made a delicious potato salad using boiled spuds. (Haşlanmış patates kullanarak lezzetli bir patates salatası yaptı.)
20. The spuds were fried until they were crispy on the outside and fluffy on the inside. (Patatesler dışı çıtır içi yumuşak olana kadar kızartıldı.)

Ek Bilgi:

Spud, İngilizce’de ayrıca küçük kazma anlamına da gelir ve özellikle madencilikte kullanılır.

Örnek Cümleler:

1. He used a spud to dig a small hole in the ground. (Küçük bir delik kazmak için bir kazma kullandı.)
2. The miners used spuds to break up the rock. (Madenciler, kaya parçalamak için kazmalar kullandılar.)
3. He accidentally hit his finger with the spud while digging. (Kazarken kazmayla parmağına yanlışlıkla vurdu.)
4. The spud was too dull to cut through the hard soil. (Kazma toprak sert olduğu için kesemedi.)
5. She used a spud to loosen the soil around the plants. (Bitkilerin çevresindeki toprağı gevşetmek için bir kazma kullandı.)
6. The spud was covered in dirt after a day of digging. (Kazma, bir gün kazdıktan sonra toprakla kaplandı.)
7. He sharpened the spud with a file to make it easier to use. (Kullanımını kolaylaştırmak için kazmayı bir dosya ile keskinleştirdi.)
8. The spud broke in half after hitting a large rock. (Büyük bir kayaya vurduktan sonra kazma ikiye ayrıldı.)
9. She used the spud to dig up some old tree roots. (Eski bir ağacın köklerini kazmak için kazmayı kullandı.)
10. The spud was heavy and made his arms tired after a day of digging. (Kazma, bir gün kazdıktan sonra kollarını yordu.)