Splashdown İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Splashdown İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Splashdown Nedir?

Splashdown, genellikle uzay aracının Dünya’ya geri dönüşü sırasında suya inişi anlamına gelir. Uzay araçları, atmosferin üst sınırında hızlı bir şekilde yanarak atmosfer girişinde yavaşlar ve sonra paraşütlerle yavaşlatılır ve suya iniş yaparlar.

Örnek Cümleler:

1. Splashdown was successful and the astronauts were safely recovered from the capsule. (Başarılı bir şekilde suya iniş yapıldı ve astronotlar kapsülden güvenli bir şekilde kurtarıldı.)
2. The splashdown of the spacecraft marked the end of the mission. (Uzay aracının suya inişi, görevin sonunu işaret etti.)
3. The crew members were nervous as they prepared for the splashdown. (Mürettebat üyeleri, suya iniş için hazırlık yaparken sinirliydi.)
4. During the splashdown, the spacecraft’s heat shield protected it from the extreme heat generated by atmospheric friction. (Suya iniş sırasında, uzay aracının ısı kalkanı, atmosferik sürtünme tarafından oluşturulan aşırı ısıdan korudu.)
5. The astronauts experienced a lot of turbulence during the splashdown. (Astronotlar, suya iniş sırasında birçok türbülans yaşadılar.)
6. The capsule splashed down in the ocean with a loud splash. (Kapsül, okyanusta yüksek bir sese neden olan bir splash ile suya indi.)
7. After the splashdown, the recovery team quickly arrived on the scene to retrieve the astronauts. (Suya inişten sonra, kurtarma ekibi hızla olay yerine geldi ve astronotları kurtarmak için çalıştı.)
8. The splashdown site was carefully selected to ensure a safe landing. (Suya iniş yerinin güvenli bir şekilde seçilmesi için dikkatli bir şekilde çalışıldı.)
9. The capsule’s parachutes deployed perfectly during the splashdown. (Kapsülün paraşütleri, suya iniş sırasında mükemmel bir şekilde açıldı.)
10. The astronauts were relieved to see the recovery team approaching them after the splashdown. (Astronotlar, suya inişten sonra kurtarma ekibinin kendiler

    ine yaklaştığını gördükleri için rahatladılar.)

11. The splashdown was broadcast live on television, and millions of people watched as the capsule landed in the ocean. (Suya iniş, televizyonda canlı yayınlandı ve milyonlarca insan kapsülün okyanusa indiğini izledi.)
12. The astronauts underwent medical examinations after the splashdown to ensure they were healthy. (Astronotlar, sağlıklı olduklarından emin olmak için suya inişten sonra tıbbi muayenelerden geçtiler.)
13. The splashdown was a relief for the mission control team, who had been closely monitoring the spacecraft’s re-entry. (Uzay aracının yeniden girişini yakından takip eden görev kontrol ekibi için suya iniş bir rahatlamaydı.)
14. Scientists collected data from the spacecraft during the splashdown to analyze its performance during re-entry. (Bilim adamları, yeniden giriş sırasında uzay aracından veri topladılar ve performansını analiz ettiler.)
15. The astronauts were congratulated for a successful splashdown by their families and colleagues. (Astronotlar, aileleri ve meslektaşları tarafından başarılı bir suya iniş için tebrik edildiler.)
16. The recovery team had to deal with rough seas during the splashdown, which made the retrieval process more difficult. (Kurtarma ekibi, suya iniş sırasında sert denizlerle başa çıkmak zorunda kaldı, bu da kurtarma sürecini daha zor hale getirdi.)
17. The splashdown location was chosen to be far away from any shipping lanes or marine life to minimize the risk of collisions. (Suya iniş yeri, çarpışma riskini en aza indirmek için herhangi bir deniz trafiği veya deniz yaşamından uzak bir yer olarak seçildi.)
18. The capsule’s retro rockets fired just before splashdown, slowing the spacecraft down to a safe speed. (Kapsülün retros roketleri, suya inişten hemen önce uzay aracını güvenli bir hıza yavaşlatmak için ateşlendi.)
19. After the splashdown, the capsule was retrieved by a helicopter and taken back to shore. (Suya inişten sonra, kapsül bir helikopter tarafından kurtarıldı ve karaya geri götürüldü.)
20. The splashdown marked the end of a historic mission to the moon. (Suya ini