Spice İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
SPICE İLE İLGİLİ CÜMLELER
Spice (baharat), yemeklere tat ve koku vermek amacıyla kullanılan bitkisel ürünlerdir.
- I always add a little bit of spice to my stir-fry. (Her zaman wok yemeklerime biraz baharat eklerim.)
- Cumin is a common spice used in Indian cuisine. (Kimyon, Hint mutfağında sık kullanılan bir baharattır.)
- She sprinkled some cinnamon on top of the apple pie. (Elma pastasının üzerine biraz tarçın serpti.)
- I’m allergic to spicy foods. (Baharatlı yiyeceklere karşı alerjim var.)
- The spice mixture in this recipe includes paprika, cumin, and coriander. (Bu tarifteki baharat karışımı, biber, kimyon ve kişniş içerir.)
- He added a pinch of nutmeg to the soup. (Çorbaya bir tutam hindistan cevizi ekledi.)
- The smell of the spices in the market was overwhelming. (Pazardaki baharatların kokusu baskındı.)
- Turmeric is a spice commonly used in Southeast Asian cuisine. (Zerdeçal, Güneydoğu Asya mutfağında sık kullanılan bir baharattır.)
- The spice cabinet is organized alphabetically. (Baharat dolabı alfabetik olarak düzenlenmiştir.)
- The chicken was marinated in a mixture of spices overnight. (Tavuk bir gece boyunca baharat karışımında marine edildi.)
- Black pepper is a popular spice used in many dishes. (Kara biber, birçok yemekte kullanılan popüler bir baharattır.)
- She used a mortar and pestle to grind the spices. (Baharatları öğütmek için havan ve dövme kullanırdı.)
- The chili had a nice amount of spice to it. (Biberiye güzel bir baharat miktarı vardı.)
- I need to buy more spices for my spice rack. (Baharat dolabım için daha fazla baharat almam gerekiyor.)
- The spice of the ginger complemented the sweetness of the carrots. (Zencefilin baharatı, havuçların tatlılığıyla uyumlu oldu.)
- This dish has a complex spice profile with notes of cinnamon and clove. (Bu yemek, tarçın ve karanfil notalarıyla karmaşık bir baharat profiline sahiptir.)
- The recipe calls for a tablespoon of mixed spice. (Tarif, bir yemek kaşığı karışık baharat gerektiriyor.)
- I like to experiment with different spice combinations in my cooking. (Yemek pişirmede farklı baharat kombinasyonlarıyla denemeler yapmayı severim.)
- The spice rub on the ribs was delicious. (Kaburgalardaki baharat rubi lezzetliydi.)
- The spice market was a feast for the senses with its vibrant colors and fragrant aromas. (Baharat pazarı, canlı renkleri ve güzel kokularıyla bir duyusal şölen idi.)
- I always keep a jar of garlic powder in my spice cabinet. (Baharat dolabımda her zaman bir kavanoz sarımsak tozu bulundururum.)
- The chef added a dash of paprika to the soup for some extra spice. (Şef, biraz daha baharat için çorbaya bir tutam paprika ekledi.)
- I love the combination of cardamom and cinnamon in my morning coffee. (Sabah kahvemde karabiber ve tarçın kombinasyonunu seviyorum.)
- She used a pinch of saffron to add a beautiful golden color to the rice. (Pirince güzel bir altın rengi eklemek için bir tutam safran kullandı.)
- I prefer to buy whole spices and grind them myself for maximum flavor. (Maksimum lezzet için tüm baharatları kendim öğütmeyi tercih ederim.)
- The spice level of the curry was just right for my taste. (Köri baharat seviyesi benim damak tadıma göre tam yerindeydi.)
- This spice blend includes chili powder, cumin, and garlic powder. (Bu baharat karışımı, biberiye, kimyon ve sarımsak tozu içerir.)
- The smell of freshly ground coffee beans is one of my favorite spices. (Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin kokusu benim en sevdiğim baharatlardan biridir.)
- The spice market was filled with exotic herbs and spices from around the world. (Baharat pazarı, dünya çapında egzotik otlar ve baharatlarla doluydu.)
- The turmeric stained my hands yellow while I was preparing the spice mixture. (Baharat karışımını hazırlarken zerdeçal ellerimi sarıya boyadı.)
Hemen Yorum Yaz