Spatially İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Spatially Nedir?
Spatially, bir alan veya mekânın konum ve yerleşim özellikleriyle ilgili bir kavramdır. İngilizcede “spatial” kelimesinden türetilmiştir.
Örnek cümleler:
- Spatially speaking, New York City is one of the largest cities in the world. (Konumsal olarak, New York City dünyanın en büyük şehirlerinden biridir.)
- The students were asked to create a spatial map of their classroom. (Öğrencilerden sınıflarının mekansal haritasını oluşturmaları istendi.)
- The study focused on the spatial distribution of the population in the region. (Araştırma, bölgedeki nüfusun konumsal dağılımına odaklandı.)
- The architects carefully considered the spatial relationships between the different parts of the building. (Mimarlar, binanın farklı parçaları arasındaki mekansal ilişkileri dikkatle değerlendirdiler.)
- The game requires players to have a good understanding of spatial reasoning. (Oyun, oyuncuların iyi bir mekansal düşünme becerisine sahip olmalarını gerektirir.)
- The company used spatial analysis to identify the most profitable locations for its stores. (Şirket, mağazaları için en karlı yerleri belirlemek için mekansal analiz kullandı.)
- The city council is considering changes to the spatial zoning regulations. (Belediye meclisi, mekansal imar yönetmeliklerinde değişiklik yapmayı düşünüyor.)
- The artist’s work explores the spatial relationships between objects and the surrounding space. (Sanatçının çalışması, nesneler arasındaki mekansal ilişkileri ve çevreleyen alanı keşfeder.)
- The museum’s exhibits are arranged in a spatially coherent manner. (Müzenin sergileri, mekansal olarak tutarlı bir şekilde düzenlenmiştir.)
- The satellite imagery provided
=”color:blue; font-weight:bold;”>spatial data on the extent of the damage caused by the earthquake. (Uydu görüntüleri, depremin neden olduğu hasarın mekansal verilerini sağladı.)
11. The city’s spatial layout is characterized by a grid of streets and avenues. (Şehrin mekansal düzeni, sokaklar ve caddelerin bir ızgara şeklinde düzenlenmesiyle karakterize edilir.)
- The software allows users to create spatial models of buildings and other structures. (Yazılım, kullanıcıların binalar ve diğer yapılar için mekansal modeller oluşturmasına olanak tanır.)
- The study investigated the spatial distribution of plant species in the area. (Araştırma, bölgedeki bitki türlerinin konumsal dağılımını inceledi.)
- The architect created a spatial design that maximized the use of natural light. (Mimar, doğal ışığın kullanımını en üst düzeye çıkaran bir mekansal tasarım oluşturdu.)
- The game involves solving spatial puzzles to progress to the next level. (Oyun, bir sonraki seviyeye geçmek için mekansal bulmacaların çözülmesini gerektirir.)
- The city’s spatial plan includes provisions for parks and green spaces. (Şehrin mekansal planı, parklar ve yeşil alanlar için hükümler içerir.)
- The artist used spatial composition to create a sense of depth in the painting. (Sanatçı, resimde bir derinlik hissi yaratmak için mekansal kompozisyon kullandı.)
- The study found a spatial correlation between air pollution levels and asthma rates in the city. (Araştırma, şehirdeki hava kirliliği seviyeleri ile astım oranları arasında bir konumsal ilişki buldu.)
- The museum’s exhibits are arranged spatially to create a narrative about the history of the region. (Müzenin ser
Hemen Yorum Yaz