Snobbishly İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Snobbishly İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Snobbishly

Snobbishly, bir kişinin kendini başkalarından üstün görme şeklindeki tutumunu ifade eder. Bu kişi, başkalarının hayat tarzlarını ya da diğer özelliklerini küçümseyebilir.

Örnek cümleler:

  1. She snobbishly turned up her nose at the thought of eating at a fast food restaurant. (O, hızlı yemek restoranında yemek yemek düşüncesine snobça burun kıvırdı.)
  2. He spoke snobbishly about his Ivy League education. (O, Ivy League eğitiminden snobça bahsetti.)
  3. The snobbish woman refused to associate with people from certain neighborhoods. (Snob kadın, belirli semtlerden insanlarla ilişki kurmayı reddetti.)
  4. The snobbish couple looked down on those who couldn’t afford designer clothes. (Snob çift, tasarımcı kıyafetlerini karşılayamayanlara tepeden baktı.)
  5. The snobbish customer demanded a private room to dine in. (Snob müşteri, yemek yemek için özel bir oda talep etti.)
  6. She snobbishly declared that she would never shop at a discount store. (O, asla indirimli mağazada alışveriş yapmayacağını snobça ilan etti.)
  7. He snobbishly corrected her grammar in front of everyone. (O, herkesin önünde dil bilgisini düzeltti ve snobça davrandı.)
  8. The snobbish neighbor always talked about her expensive vacations. (Snob komşu, her zaman pahalı tatillerinden bahsederdi.)
  9. She snobbishly bragged about her high social status. (O, yüksek sosyal statüsüyle snobça övündü.)
  10. The snobbish club only admitted members with certain qualifications. (Snob kulüp, belirli niteliklere sahip üyeleri sadece kabul etti.)
  11. He snobbishly dismissed her opinion as uneducated. (O, fikrini eğitimsiz olarak reddetti ve snobça davrandı.)
  12. The snobbish guest refused to drink the wine served at the party. (Snob konuk, partide sunulan şarabı içmeyi reddetti.)
  13. She snobbishly criticized her friend’s taste in music. (O, arkadaşının müzik zevkini snobça eleştirdi.)
  14. The snobbish fashion designer refused to work with anyone who wasn’t famous. (Snob moda tasarımcısı, ünlü olmayanlarla çalışmayı reddetti.)
  15. He snobbishly looked down on those who didn’t have expensive cars. (O, pahalı arabaları olmayanlara tepeden baktı ve snobça davrandı.)
  16. The snobbish teacher only praised students who came from wealthy families. (Snob öğretmen, sadece zengin ailelerden gelen öğrencileri övdü.)
  17. She snobbishly refused to attend the wedding of her cousin, who had married someone from a lower social class. (O, daha düşük bir sosyal

sınıftan biriyle evlenen kuzeninin düğününe gitmeyi reddetti ve snobça davrandı.)
18. The snobbish restaurant only served dishes made with exotic ingredients. (Snob restoran, egzotik malzemelerle yapılmış yemekler sunuyordu.)

  1. He snobbishly boasted about his collection of rare books. (O, nadir kitap koleksiyonundan snobça övündü.)
  2. The snobbish socialite refused to speak to anyone who wasn’t famous. (Snob sosyetik, ünlü olmayan kimseyle konuşmayı reddetti.)

(Türkçe karşılıklar kalın ve kırmızı renkle yazılmıştır.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.