Sneer İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Sneer İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Sneer İle İlgili Cümleler

Sneer: Alay etmek, küçümsemek, hor görmek.

  1. She always sneers at people who don’t have the latest fashion. (O, her zaman son moda olmayan insanlara alay eder.)
  2. He sneered at her suggestion and walked away. (Onun önerisine küçümseyerek baktı ve uzaklaştı.)
  3. I hate how he sneers at my taste in music. (Müzik zevkime küçümsemesi beni rahatsız ediyor.)
  4. She sneered when he told her he had failed the test. (Sınava başarısız olduğunu söylediğinde o küçümsedi.)
  5. He gave her a sneering look and left the room. (Ona alaycı bir bakış attı ve odadan çıktı.)
  6. I don’t appreciate your sneering attitude towards my opinions. (Fikirlerime karşı alaycı tavırlarını takdir etmiyorum.)
  7. She sneered at his attempts to be funny. (Eğlenceli olma çabalarına alay etti.)
  8. His sneer was filled with contempt for her ideas. (Onun alayı, fikirlerine karşı duyduğu aşağılamayla doluydu.)
  9. Don’t sneer at me just because I don’t speak your language fluently. (Benim dilinizi akıcı bir şekilde konuşamadığım için bana alay etme.)
  10. She sneered at his lack of confidence. (O, onun güvensizliğine alay etti.)
  11. He sneered at the idea of eating vegan food. (Vejetaryen yiyecekler yeme fikrine alay etti.)
  12. I could see the sneer on his face when I told him I had lost my job. (İşimi kaybettiğimi söylediğimde yüzünde bir alay ifadesi görebiliyordum.)
  13. She couldn’t help but sneer at his terrible taste in movies. (Kötü film zevkine dayanamayarak ona alay etti.)
  14. His sneer turned into a smile when he saw her struggle to open the jar. (Kavanozu açmaya çalışırken onu izlerken alaycılığı gülümsemeye dönüştü.)
  15. He sneered at the thought of taking the bus instead of driving his car. (Arabasını kullanmak yerine otobüse binme düşüncesine alay etti.)
  16. I don’t understand why she always sneers at me when I offer to help. (Yardım teklif ettiğimde neden bana her zaman alay ediyor anlamıyorum.)
  17. He sneered at the idea of going to a dance club. (Dans kulübüne gitme fikrine alay etti.)
  18. Her sneer made it clear she didn’t believe him. (Onun alaycı ifadesi, ona inanmadığını açıkça ortaya koydu.)
  19. He couldn’t resist sneering at her spelling mistake. (Yazım hatasına karşı alay etmemek için direnemedi.)
  1. Despite her sneers, he continued to pursue his dreams. (Onun alaylarına rağmen, hayallerini takip etmeye devam etti.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.