Sneer İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Sneer İle İlgili Cümleler
Sneer: Alay etmek, küçümsemek, hor görmek.
- She always sneers at people who don’t have the latest fashion. (O, her zaman son moda olmayan insanlara alay eder.)
- He sneered at her suggestion and walked away. (Onun önerisine küçümseyerek baktı ve uzaklaştı.)
- I hate how he sneers at my taste in music. (Müzik zevkime küçümsemesi beni rahatsız ediyor.)
- She sneered when he told her he had failed the test. (Sınava başarısız olduğunu söylediğinde o küçümsedi.)
- He gave her a sneering look and left the room. (Ona alaycı bir bakış attı ve odadan çıktı.)
- I don’t appreciate your sneering attitude towards my opinions. (Fikirlerime karşı alaycı tavırlarını takdir etmiyorum.)
- She sneered at his attempts to be funny. (Eğlenceli olma çabalarına alay etti.)
- His sneer was filled with contempt for her ideas. (Onun alayı, fikirlerine karşı duyduğu aşağılamayla doluydu.)
- Don’t sneer at me just because I don’t speak your language fluently. (Benim dilinizi akıcı bir şekilde konuşamadığım için bana alay etme.)
- She sneered at his lack of confidence. (O, onun güvensizliğine alay etti.)
- He sneered at the idea of eating vegan food. (Vejetaryen yiyecekler yeme fikrine alay etti.)
- I could see the sneer on his face when I told him I had lost my job. (İşimi kaybettiğimi söylediğimde yüzünde bir alay ifadesi görebiliyordum.)
- She couldn’t help but sneer at his terrible taste in movies. (Kötü film zevkine dayanamayarak ona alay etti.)
- His sneer turned into a smile when he saw her struggle to open the jar. (Kavanozu açmaya çalışırken onu izlerken alaycılığı gülümsemeye dönüştü.)
- He sneered at the thought of taking the bus instead of driving his car. (Arabasını kullanmak yerine otobüse binme düşüncesine alay etti.)
- I don’t understand why she always sneers at me when I offer to help. (Yardım teklif ettiğimde neden bana her zaman alay ediyor anlamıyorum.)
- He sneered at the idea of going to a dance club. (Dans kulübüne gitme fikrine alay etti.)
- Her sneer made it clear she didn’t believe him. (Onun alaycı ifadesi, ona inanmadığını açıkça ortaya koydu.)
- He couldn’t resist sneering at her spelling mistake. (Yazım hatasına karşı alay etmemek için direnemedi.)
- Despite her sneers, he continued to pursue his dreams. (Onun alaylarına rağmen, hayallerini takip etmeye devam etti.)
Hemen Yorum Yaz