Snappy İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Snappy İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Snappy

Snappy, hızlı, canlı ve dinamik anlamlarına gelmektedir.

Örnek cümleler:

1. She is always snappy in the morning before she has her coffee. (O kahvesini içmeden önce her zaman sabahları sinirli olur.)
2. He gave a snappy answer to the question. (Soruya keskin bir cevap verdi.)
3. The snappy pace of the movie kept me on the edge of my seat. (Filmin hızlı temposu beni koltuğumun kenarında tuttu.)
4. She wore a snappy outfit to the party. (Partiye şık bir kıyafetle geldi.)
5. The snappy dialogue between the characters was very entertaining. (Karakterler arasındaki keskin diyaloglar çok eğlenceliydi.)
6. She snapped at me when I asked her a question. (Bir soru sorduğumda bana tersledi.)
7. The snappy rhythm of the music made me want to dance. (Müziğin hızlı ritmi beni dans etmek istettirdi.)
8. His snappy comeback shut down the argument. (Keskin cevabı tartışmayı sona erdirdi.)
9. She has a snappy wit that always keeps me laughing. (Beni her zaman güldüren keskin bir espri anlayışı var.)
10. The snappy lyrics of the song stuck in my head for days. (Şarkının keskin sözleri günlerce aklımda kaldı.)
11. The snappy pace of the workout left me feeling energized. (Egzersizin hızlı temposu beni enerjik hissettirdi.)
12. She has a snappy personality that makes her stand out in a crowd. (Kalabalıkta öne çıkan keskin bir kişiliği var.)
13. The snappy snap of the drumsticks set the beat for the song. (Davul çubuklarının keskin çıtırtısı şarkıya ritim verdi.)
14. The snappy delivery of the comedian’s jokes had the audience in stitches. (Komedyenin keskin esprileri seyirciyi kırıp geçirdi.)
15. The snappy editing of the video kept it engaging from start to finish. (Videonun keskin kurgusu baştan sona ilgi çekici kıldı.)
16. She has a snappy walk that makes her seem confident and self-assured. (Kendinden emin ve kendine güvenen görünmesini sağlayan keskin bir yürüyüşü var.)
17. The snappy dialogue of the play brought the characters to life. (Oyunun keskin diyalogları karakterleri hayata döndürdü.)
18. He was in a snappy mood all day, snapping at everyone who crossed his path. (Bütün gün sinirli bir ruh hali içindeydi, yoluna çıkan herkese tersledi.)
19. The snappy choreography of the dance routine was impressive. (Dans rutininin keskin koreografisi etkileyiciydi.)
20. She wore a snappy hat to complete her stylish outfit. (Şık kıyafetini tamamlam

ası için şık bir şapka taktı.)

Overall, snappy can be used to describe a variety of things that are fast, lively, sharp, and stylish. It can be used to describe people, things, events, and more.