Snapping İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Snapping İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Snapping

Snapping, bir şeyin beklenenden daha hızlı ve ani şekilde hareket etmesi anlamına gelir. Bu kelime ayrıca, iki şeyin birbirine hızlıca bağlanması veya kilitlenmesi anlamında da kullanılabilir.

Örnek cümleler:

1. The twig snapped under his weight. (Dal, ağırlığı altında kırıldı.)
2. She snapped her fingers to get the waiter’s attention. (Garsonun dikkatini çekmek için parmaklarını şaklattı.)
3. The dog snapped at the mailman. (Köpek, postacıya havladı.)
4. I’m so tired, I feel like I’m going to snap. (Çok yorgunum, kırılacak gibi hissediyorum.)
5. The rope snapped under the weight of the piano. (Halının ağırlığı altında ip kırıldı.)
6. She snapped the lid shut on the box. (Kapak kapatıldı.)
7. He snapped at me when I asked him a question. (Sorduğum bir soruya sinirlenip bağırdı.)
8. The branches snapped in the wind. (Rüzgarda dallar kırıldı.)
9. The alligator snapped its jaws shut. (Timsah ağzını kapattı.)
10. The CD case snapped in half when he dropped it. (CD kutusu düşünce ikiye ayrıldı.)
11. She snapped the picture just as the sun was setting. (Güneş battığında resim çekti.)
12. The lock snapped open with a loud click. (Kilit açıldı ve ses çıktı.)
13. He snapped his pencil in frustration. (Sinirli olduğu için kalemi kırdı.)
14. The fish snapped at the bait. (Balık yemi kaptı.)
15. The tree branch snapped off in the storm. (Fırtınada ağaç dalı koptu.)
16. She snapped her laptop shut and left the cafe. (Laptop’unu kapattı ve kafeden ayrıldı.)
17. The crocodile snapped at the fisherman’s boat. (Timsah balıkçının teknesine saldırdı.)
18. The metal hinge snapped off the door. (Kapıdan metal menteşe koptu.)
19. She snapped her hair tie in half. (Saç lastiğini ikiye böldü.)
20. The football player snapped the ball to the quarterback. (Futbolcu topu oyun kurucuya fırlattı.)

More Example Sentences

21. He snapped his fingers in time to the music. (Müziğe uygun olarak parmaklarını şaklattı.)
22. The actress snapped at the paparazzi to leave her alone. (Aceleci fotoğrafçılara sert bir şekilde konuşarak onları yalnız bırakmalarını söyledi.)
23. The toy broke when the child snapped it in half. (Çocuk, oyuncağı ikiye bölünce parçalandı.)
24. The trap snapped shut, trapping the mouse inside. (Tuzak kapandı ve fare içeride tıkılı kaldı.)
25. The branch snapped back and hit him in the face. (Dal geriye doğru kırıldı ve yüzüne çarptı.)
26. The photographer snapped a candid shot of the couple laughing. (Fotoğrafçı, çiftin gülüşüne yakalayarak samimi bir fotoğraf çekti.)
27. She snapped the ruler in half out of frustration. (Sinirli olduğu için cetveli ikiye kırdı.)
28. The door handle snapped off when he tried to open it. (Kapı kolu, açmaya çalıştığında koptu.)
29. He snapped his fingers and a waiter appeared. (Parmaklarını şaklattı ve bir garson ortaya çıktı.)
30. The old chair snapped under his weight. (Eski sandalye, ağırlığı altında kırıldı.)
31. She snapped the necklace around her neck. (Kolyeyi boynuna taktı.)
32. The cable snapped, causing the elevator to plummet to the ground. (Kablo koptu ve asansörün yere çakılmasına neden oldu.)
33. The dancer snapped her leg into a perfect arabesque. (Dansçı, bacağını mükemmel bir arabesk yaparak sert bir şekilde yerleştirdi.)
34. He snapped his laptop shut and threw it across the room. (Laptop’unu kapattı ve odanın öbür ucuna fırlattı.)
35. The gate snapped shut behind them, locking them inside. (Kapı arkalarında kapandı ve içeride kilitlendiler.)
36. The twig snapped off the tree and fell to the ground. (Dal ağaçtan koptu ve yere düştü.)
37. She snapped her fingers to the beat of the song. (Şarkının ritmine uygun olarak parmaklarını şaklattı.)
38. The car’s axle snapped, causing it to crash into a tree. (Arabanın aksı koptu ve bir ağaca çarptı.)
39. The basketball player snapped the ball to his teammate. (Basketbolcu, topu takım arkadaşına fırlattı.)
40. She snapped her head around when she heard her name called. (Adını duyduğunda kafasını çevirdi.)