Smidge İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Smidge:
Smidge kelimesi İngilizce’de “biraz” veya “azıcık” anlamına gelir.
- Can you add a smidge more salt to the soup? (Çorbanın içine biraz daha tuz katabilir misin?)
- I just need a smidge of sugar in my coffee. (Kahveme sadece birazcık şeker lazım.)
- He’s a smidge taller than his brother. (O, kardeşinden biraz daha uzun.)
- The dress is a smidge too tight around the waist. (Elbise bel kısmından birazcık sıkı.)
- Can you move over a smidge? I need more space. (Biraz daha kenara çekilebilir misin? Daha fazla yer ihtiyacım var.)
- We only have a smidge of time left before the meeting. (Toplantıya kalan zamanımız sadece azıcık.)
- She’s a smidge younger than me. (O, benden birazcık daha genç.)
- Can you turn up the volume just a smidge? (Ses düzeyini sadece biraz daha yükseltebilir misin?)
- The cake needs a smidge more baking time. (Kek biraz daha pişme süresine ihtiyaç duyuyor.)
- The color is a smidge too dark for my taste. (Renk benim zevkime göre birazcık koyu.)
- I just need to adjust the temperature a smidge. (Sadece birazcık sıcaklığı ayarlamam gerekiyor.)
- The movie was a smidge too long. (Film birazcık fazla uzundu.)
- The room is a smidge too cold for me. (Oda benim için birazcık fazla soğuk.)
- Can you scoot over a smidge? I want to sit down. (Biraz daha kenara kayabilir misin? Oturmak istiyorum.)
- The soup needs a smidge more seasoning. (Çorba biraz daha baharatlanmaya ihtiyacı var.)
- The shirt is a smidge too big for me. (Gömlek bana birazcık büyük.)
- The coffee is a smidge too hot to drink right now. (Kahve şu anda içmek için birazcık fazla sıcak.)
- I think we should add a smidge more cream to the sauce. (Sosun içine biraz daha krema eklemeliyiz.)
- The car is a smidge too expensive for my budget. (Araba bütçeme göre birazcık pahalı.)
- The necklace is a smidge too flashy for my taste. (Kolye benim zevkime göre birazcık gösterişli.)
- The font size needs to be adjusted just a smidge to fit on the page. (Yazı tipi boyutu sayfaya sığması için sadece birazcık ayarlanmalı.)
- The picture is a smidge blurry. (Resim birazcık bulanık.)
- Can you trim the edges of the paper a smidge? (Kağıdın kenarlarını sadece birazcık keser misin?)
- The room could use a smidge more light. (Oda biraz daha fazla ışığa ihtiyaç duyuyor.)
- The book is a smidge too heavy to carry around all day. (Kitap tüm gün taşımak için birazcık ağır.)
- The dress needs a smidge more hemming. (Elbise biraz daha düzgün bir şekilde dikilmeye ihtiyaç duyuyor.)
- The spice is a smidge too strong for my taste. (Baharat benim zevkime göre birazcık güçlü.)
- The room temperature needs to be lowered a smidge. (Oda sıcaklığı sadece birazcık düşürülmeli.)
- The dish needs a smidge more cooking time. (Yemek biraz daha pişme süresine ihtiyaç duyuyor.)
- The shirt needs a smidge more ironing. (Gömlek biraz daha ütülenmeye ihtiyaç duyuyor.)
Hemen Yorum Yaz