Slightly İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Slightly İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Slightly

Slightly, bir miktar veya derece olarak anlamına gelir.

Örnek cümleler:

  1. She was slightly disappointed with the result. (Sonuçtan biraz hayal kırıklığına uğradı.)
  2. The coffee is slightly too hot for me. (Kahve benim için biraz fazla sıcak.)
  3. He nodded slightly to show his agreement. (Anlaşmaya işaret etmek için hafifçe başını salladı.)
  4. The dress was slightly too big for her. (Elbise biraz büyüktü onun için.)
  5. The teacher was slightly annoyed by the student’s behavior. (Öğrencinin davranışlarından öğretmen biraz rahatsız oldu.)
  6. The price of the shirt was slightly higher than I expected. (Gömleğin fiyatı beklentimden biraz daha yüksekti.)
  7. The food was slightly spicy for my taste. (Yemeğim benim damak tadım için biraz baharatlıydı.)
  8. The room was slightly dark, so I turned on the lamp. (Oda biraz karanlıktı, bu yüzden lambayı açtım.)
  9. The dog was slightly injured after the accident. (Köpek kaza sonrası hafifçe yaralandı.)
  10. She smiled slightly when she saw her favorite movie. (En sevdiği filmini izlediğinde hafifçe gülümsedi.)
  11. The music was slightly too loud for the baby. (Müzik bebek için biraz fazla yüksekti.)
  12. He was slightly nervous before his speech. (Konuşmadan önce hafifçe gergindi.)
  13. The weather was slightly cooler than yesterday. (Hava dünün biraz daha serindi.)
  14. The book was slightly different from the movie. (Kitap filmle biraz farklıydı.)
  15. She was slightly surprised by the gift. (Hediye onu biraz şaşırttı.)
  16. The painting was slightly crooked on the wall. (Tablo duvarda biraz çarpıktı.)
  17. The car was slightly damaged in the parking lot. (Araba otoparkta hafifçe hasar gördü.)
  18. The child was slightly taller than his classmates. (Çocuk sınıf arkadaşlarından biraz daha uzundu.)
  19. The interview went slightly better than expected. (Görüşme beklentiden biraz daha iyi gitti.)
  20. The color of the shirt was slightly off, so I returned it. (Gömleğin rengi biraz farklıydı, bu yüzden iade ettim.)
  1. The plane was slightly delayed due to bad weather. (Uçak kötü hava koşulları nedeniyle biraz gecikti.)
  2. The team was slightly behind in the first half of the game. (Takım ilk yarının biraz gerisinde kaldı.)
  3. The cake was slightly burned on the edges. (Kek kenarlarından biraz yanmıştı.)
  4. The dress was slightly wrinkled after being packed in a suitcase. (Elbise valizde paketlenince biraz buruştu.)
  5. The instructions were slightly confusing, so I had to ask for help. (Talimatlar biraz karışıktı, bu yüzden yardım istemek zorunda kaldım.)
  6. The phone rang slightly, but I was able to answer it in time. (Telefon hafifçe çaldı ama zamanında cevap verebildim.)
  7. The movie was slightly too long for my taste. (Film benim için biraz fazla uzundu.)
  8. The picture was slightly blurry, but I could still recognize the people in it. (Resim biraz bulanıktı, ama yine de içindeki insanları tanıyabildim.)
  9. The car was slightly dirty, so I decided to wash it. (Araba biraz kirliydi, bu yüzden yıkamaya karar verdim.)
  10. The room was slightly chilly, so I turned up the heat. (Oda biraz soğuktu, bu yüzden ısıyı artırdım.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.