Skim İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Skim İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Skim

Skim, Türkçe anlamıyla yüzeyinden hızlıca geçmek, üstünde hafifçe gezinmek anlamına gelir. İşte aşağıda, “skim” kelimesinin kullanımına örnek teşkil edecek 20 cümle:

1. I like to skim the cream off the top of my milk. (Sütümün üzerindeki kaymağı almaktan hoşlanırım.)
2. The bird skimmed the surface of the water as it flew. (Kuş uçarken suyun yüzeyinden hafifçe geçti.)
3. She skimmed through the book to find the answer. (Cevabı bulmak için kitabın üstünden hızlıca geçti.)
4. The athlete skims over the hurdles with ease. (Sporcu engellerin üstünden kolaylıkla geçiyor.)
5. The criminal tried to skim money from the cash register. (Suçlu kasadan para çalmaya çalıştı.)
6. I prefer to skim the headlines rather than read the whole newspaper. (Tüm gazeteyi okumaktansa başlıklardan geçmeyi tercih ederim.)
7. The stones skimmed across the surface of the lake. (Taşlar gölün yüzeyinden hafifçe geçti.)
8. The pilot had to skim over the treetops to avoid a collision. (Pilot çarpışmayı önlemek için ağaçların üstünden hızla geçmek zorunda kaldı.)
9. The speaker skimmed over the details and focused on the main points. (Konuşmacı detaylardan hızla geçerek ana noktalara odaklandı.)
10. She skimmed the foam off the top of her latte before taking a sip. (Bir yudum almadan önce latte’sinin üzerindeki köpüğü aldı.)
11. The boat skimmed across the waves effortlessly. (Tekne dalgaların üstünden kolayca geçti.)
12. The cyclist tried to skim the corner but lost control and crashed. (Bisikletçi köşeyi kesmeye çalıştı ama kontrolü kaybetti ve düştü.)
13. He skimmed through his notes before the exam. (Sınavdan önce notlarından hızlıca geçti.)
14. The kite skimmed the clouds as it flew higher and higher. (Uçtuğu yükseklikte uçurtma bulutların üstünden hafifçe geçti.)
15. The athlete skims along the ice during the speed skating competition. (Sporcu buz pateninde buzun üstünden hızla geçiyor.)
16. She skimmed the saucepan to remove the impurities. (Tenceredeki yabancı maddeleri çıkarmak için yüzeyindeki tabakayı aldı.)
17. The stone skimmed off the roof and hit the ground with a thud. (Taş çatıdan hafifçe geçerek yerde bir patırtıyla durdu.)
18. He only had time to skim the abstract of the research paper. (Sadece araştırma makalesinin özetinden geçecek zamanı vardı.)
19. The motorboat skim

med across the surface of the river, leaving a wake behind. (Motorlu tekne nehrin üstünden geçerken arkasında dalga bıraktı.)
20. She skimmed a stone across the pond and watched it skip over the water. (Gölün üstünden taş attı ve onun suyun üstünde sekmesini izledi.)