Skedaddle İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Skedaddle İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Skedaddle Nedir?

Skedaddle, İngilizce bir fiildir ve anlamı “aceleyle veya hızlıca kaçmak” olarak tanımlanabilir.

Örnek Cümleler:

1. I skedaddled out of the office before anyone could ask me any questions. (Herhangi biri bana soru sormadan ofisten kaçıp gitmiştim.)
2. He skedaddled from the scene of the accident. (Kaza yerinden kaçıp gitmişti.)
3. The cat skedaddled away as soon as it saw me. (Beni görür görmez kedi hızla kaçıp gitti.)
4. The protestors skedaddled when the police arrived. (Polisler geldiğinde protestocular hızla kaçıp gittiler.)
5. She skedaddled out of the room when she heard the news. (Haberleri duyar duymaz odadan hızla çıktı.)
6. The dog skedaddled down the street after the mailman. (Köpek postacının ardından hızla sokağa doğru koştu.)
7. They skedaddled to the car as soon as the rain started pouring. (Yağmur yağmaya başladığı anda arabaya hızla koştular.)
8. The kids skedaddled away from the old haunted house. (Çocuklar eski perili eve hızla uzaklaştılar.)
9. He skedaddled out of the restaurant without paying the bill. (Fatura ödemeden lokantadan hızla çıktı.)
10. The deer skedaddled away into the woods when it heard a loud noise. (Yüksek bir ses duyunca geyik hızla ormana doğru kaçtı.)
11. She skedaddled out of the house in a panic when she saw the spider. (Örümceği görünce panikleyerek evden hızla çıktı.)
12. The chicken skedaddled away from the fox. (Tavuk tilkiyi görünce hızla kaçtı.)
13. They skedaddled across the field to get to the other side. (Diğer tarafa geçmek için tarladan hızla koştular.)
14. The thief skedaddled away with the stolen goods. (Hırsız çalınan mallarla hızla uzaklaştı.)
15. He skedaddled out of the classroom as soon as the bell rang. (Zil çalar çalmaz sınıftan hızla çıktı.)
16. The birds skedaddled away when the cat approached. (Kedi yaklaşınca kuşlar hızla kaçtı.)
17. She skedaddled out of the party when she

realized she was at the wrong place. (Yanlış yerde olduğunu fark edince partiden hızla çıktı.)
18. The tourists skedaddled away from the beach when they saw a shark in the water. (Suda köpekbalığı gördüklerinde turistler plajdan hızla kaçtılar.)

19. He skedaddled away from the argument to avoid getting involved. (Tartışmaya dahil olmamak için hızla uzaklaştı.)
20. The horse skedaddled away from the barn when it heard a loud noise. (Yüksek bir ses duyunca at ahırdan hızla kaçtı.)