Simultaneous İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Simultaneous İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Simultaneous Nedir?

Simultaneous, “aynı anda olan”, “eş zamanlı” anlamına gelen bir sıfattır. İki veya daha fazla olayın aynı anda gerçekleştiği durumlarda kullanılır.

Örnek cümleler:

  1. The two trains arrived at the station simultaneous. (İki tren istasyona eş zamanlı olarak geldi.)
  2. He was trying to juggle three balls simultaneously. (Üç topu aynı anda çevirmeye çalışıyordu.)
  3. Simultaneous translation is necessary at international conferences. (Uluslararası konferanslarda eş zamanlı çeviri gereklidir.)
  4. The concert was broadcast simultaneously on radio and TV. (Konser radyo ve TV’de aynı anda yayınlandı.)
  5. The athlete broke two world records simultaneously. (Sporcu iki dünya rekorunu aynı anda kırdı.)
  6. We were both speaking simultaneously and no one could understand us. (İkimiz de aynı anda konuşuyorduk ve kimse bizi anlayamadı.)
  7. The factory can produce two different products simultaneously. (Fabrika iki farklı ürünü aynı anda üretebilir.)
  8. The storm and the earthquake happened simultaneously. (Fırtına ve deprem aynı anda meydana geldi.)
  9. The software can perform multiple tasks simultaneously. (Yazılım aynı anda birden fazla görev yapabilir.)
  10. The dancers moved in simultaneous steps. (Dansçılar eş zamanlı adımlarla hareket ettiler.)
  11. The movie was released simultaneously in several countries. (Film birkaç ülkede aynı anda yayınlandı.)
  12. The team members had to complete their tasks simultaneously. (Takım üyeleri görevlerini aynı anda tamamlamak zorundaydı.)
  13. The two events were scheduled to happen simultaneously. (İki etkinlik aynı anda gerçekleşmesi planlandı.)
  14. The two companies announced their merger simultaneously. (İki şirket birleşmelerini aynı anda duyurdular.)
  15. The musicians played their instruments simultaneously. (Müzisyenler enstrümanlarını aynı anda çaldılar.)
  16. The two teams scored simultaneously in the final minutes of the game. (İki takım da maçın son dakikalarında aynı anda gol attı.)
  17. The paintings were created simultaneously by the two artists. (Resimler iki sanatçı tarafından aynı anda yapıldı.)
  18. The new system allows users to work on the same document simultaneously. (Yeni sistem kullanıcıların aynı

doküman üzerinde aynı anda çalışmasına izin veriyor.)
19. The experiment involved measuring two variables simultaneously. (Deney iki değişkeni aynı anda ölçmeyi içeriyordu.)

  1. The astronauts performed experiments simultaneously in space. (Astronotlar uzayda aynı anda deneyler yaptılar.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.