Simpler İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Simpler İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Simpler

Simpler, daha az karmaşık veya daha kolay anlaşılır bir şekilde ifade edilen bir şeyi ifade eder.

Örnek cümleler:

  1. It’s simpler to cook a simple meal than to prepare an elaborate one. (Basit bir yemek yapmak, detaylı bir yemek hazırlamaktan daha kolaydır.)
  2. She prefers a simpler lifestyle without too much material possessions. (O, çok fazla malzemeye sahip olmayan daha basit bir yaşam tarzını tercih ediyor.)
  3. The instructions for the new software are much simpler than the previous version. (Yeni yazılımın talimatları, önceki sürüme göre çok daha basittir.)
  4. We need to simplify the process in order to make it simpler for everyone to understand. (Herkesin anlaması için süreci basitleştirmemiz gerekiyor.)
  5. The design of the new building is much simpler than the previous one. (Yeni binanın tasarımı, önceki binaya göre çok daha basittir.)
  6. The instructions on the package were not very clear, so I had to find a simpler way to use the product. (Paket üzerindeki talimatlar çok net değildi, bu yüzden ürünü kullanmanın daha basit bir yolunu bulmam gerekti.)
  7. Sometimes, simpler solutions are the most effective ones. (Bazen, daha basit çözümler en etkili olanlardır.)
  8. The language used in the book is much simpler than academic articles. (Kitapta kullanılan dil, akademik makalelere göre çok daha basittir.)
  9. The recipe is much simpler than I thought it would be. (Tarif, düşündüğümden çok daha basittir.)
  10. I need to simplify my schedule to make it simpler to manage. (Programımı basitleştirmem gerekiyor, yönetmesi daha kolay hale getirmek için.)
  11. She decided to live a simpler life after experiencing a period of burnout. (Tükenmişlik yaşadıktan sonra, daha basit bir yaşam tarzı benimsemeye karar verdi.)
  12. The software interface is much simpler than the previous version. (Yazılım arayüzü, önceki sürüme göre çok daha basittir.)
  13. The instructions for assembling the furniture could be simpler. (Mobilyayı monte etmek için talimatlar daha basit olabilirdi.)
  14. A simpler approach to the problem could yield better results. (Probleme daha basit bir yaklaşım, daha iyi sonuçlar verebilir.)
  15. She decided to wear simpler clothes to work to save time in the morning. (Sabahları zaman kazanmak için işe daha basit kıyafetler giymeye karar verdi.)
  16. The process of getting a visa is simpler than I thought it would be. (Vize almak için gerekli süreç, düşündüğümden daha basittir.)
  17. I need to simplify my writing style to make it more accessible to a wider audience. (Daha geniş bir kitleye ulaşmak için yazım tarzımı basitleştirmem gerekiyor.)
  1. The new management team has implemented a simpler system for employee evaluations. (Yeni yönetim ekibi, çalışan değerlendirmeleri için daha basit bir sistem uyguladı.)
  2. A simpler design can often be more aesthetically pleasing. (Daha basit bir tasarım genellikle daha estetik olarak daha hoş olabilir.)
  3. She found that switching to a simpler skincare routine had better results for her skin. (Daha basit bir cilt bakım rutinine geçmenin cildi için daha iyi sonuçları olduğunu fark etti.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.