Simmer İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Simmer İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Simmer Kelimesi ve Anlamı


Simmer, yavaş yavaş kaynatmak veya pişirmek anlamına gelen bir fiildir. Yiyeceklerin özellikle sosların veya çorbaların lezzetlerinin iyileştirilmesi için düşük ateşte pişirilmesinde kullanılır.

Örnek Cümleler:


1. I like to simmer my tomato sauce for several hours to enhance the flavors. (Domates sosumu lezzetleri artırmak için birkaç saat yavaş yavaş kaynatmayı severim.)
2. Please simmer the soup for 20 minutes before serving. (Servis yapmadan önce çorbayı 20 dakika yavaş yavaş kaynatın lütfen.)
3. You need to simmer the stew for at least an hour to make the meat tender. (Etin yumuşak olması için en az bir saat güveç yemeğini yavaş yavaş kaynatmanız gerekir.)
4. The sauce will taste better if you let it simmer for a while. (Sos biraz yavaş yavaş kaynatırsanız daha lezzetli olacaktır.)
5. She simmered the vegetables in a little bit of oil to bring out their natural sweetness. (Doğal tatlarını ortaya çıkarmak için biraz yağda sebzeleri yavaş yavaş kaynattı.)
6. I prefer to simmer my chili for a few hours to let the spices infuse. (Baharatların karışması için birkaç saat kadar yavaş yavaş kaynatmayı tercih ederim.)
7. The soup was simmering on the stove when we arrived. (Biz geldiğimizde çorba ocakta yavaş yavaş kaynıyordu.)
8. You should simmer the sauce until it thickens. (Sosun koyulaşana kadar yavaş yavaş kaynatmalısın.)
9. She always simmers her chicken in a marinade to make it juicy and tender. (Tavuğunu sulu ve yumuşak yapmak için her zaman bir marine sıvısında yavaş yavaş kaynatır.)
10. The stew needs to simmer for a while longer to develop its flavors fully. (Lezzetlerini tamamen geliştirmek için güveç yemeği biraz daha yavaş yavaş kaynatılmalıdır.)
11. You can simmer the vegetables in broth for extra flavor. (Daha fazla lezzet için sebzeleri bir tavuk suyunda yavaş yavaş kaynatabilirsiniz.)
12. He left the sauce to simmer for too long, and it ended up burning. (Sosu çok uzun süre yavaş yavaş kaynamaya bıraktı ve yanması sonucu oldu.)
13. You should simmer the meat in wine to give it a rich flavor. (Zengin bir lezzet vermek için eti şarapta yavaş yavaş kaynatmalısın.)
14. The soup needs to simmer gently to avoid the vegetables becoming mushy. (Sebzelerin ezilmesini önlemek için çorba yavaşça kaynatılmalıdır.)
15. Simmer the curry for an hour to allow

the flavors to meld together. (Lezzetlerin birleşmesine izin vermek için bir saat boyunca köriyi yavaş yavaş kaynatın.)
16. She likes to simmer her spaghetti sauce with meatballs for hours to make it extra flavorful. (Spagetti sosunu etli köftelerle birlikte saatlerce yavaş yavaş kaynatmayı seviyor, böylece ekstra lezzetli hale geliyor.)

  1. The soup had been simmering for a while, and the aroma filled the kitchen. (Çorba bir süredir yavaş yavaş kaynıyordu ve kokusu mutfağı doldurmuştu.)
  2. The recipe says to simmer the broth for 45 minutes before adding the vegetables. (Tarif, sebzeleri ekmeden önce çorbayı 45 dakika yavaşça kaynatmanız gerektiğini söylüyor.)
  3. You can simmer the onions in butter for a caramelized flavor. (Karamel lezzeti için soğanları tereyağında yavaşça kaynatabilirsiniz.)
  4. The meat needs to simmer in the sauce for at least two hours to become tender. (Etin yumuşaması için en az iki saat sos içinde yavaş yavaş kaynatılması gerekir.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.