Shutter İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Shutter İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Shutter

Shutter, İngilizce bir kelime olup, “perde” ya da “kepenk” anlamlarına gelir. Aşağıda bu kelimenin kullanıldığı 20 örnek cümleyi ve Türkçe karşılıklarını bulabilirsiniz:

1. The photographer clicked the shutter of his camera to capture the moment.
   (Türkçe: Fotoğrafçı, anı yakalamak için kamerasının perdesine tıkladı.)

2. The house has beautiful wooden shutters that add to its charm.
   (Türkçe: Ev, çekiciliğine katkıda bulunan güzel ahşap panjurlara sahip.)

3. We need to install shutters on the windows to keep out the light.
   (Türkçe: Işığı dışarıda tutmak için pencerelere panjur takmamız gerekiyor.)

4. The hurricane shutters protected the house from the strong winds.
   (Türkçe: Kasırga panjurları, evi güçlü rüzgarlardan korudu.)

5. She closed the shutters to keep out the noise from the street.
   (Türkçe: Sokaktan gelen gürültüyü dışarıda tutmak için panjurları kapattı.)

6. The shop owner locked the shutter after closing time.
   (Türkçe: Mağaza sahibi, kapanış saatinden sonra kepenkleri kilitledi.)

7. The hotel room had blackout shutters, which helped us sleep better.
   (Türkçe: Otel odasında, uyku için bize yardımcı olan karartma perdeleri vardı.)

8. The old mansion had beautiful wooden shutters with intricate carvings.
   (Türkçe: Eski malikane, karmaşık oymaları olan güzel ahşap panjurlara sahipti.)

9. He peeked through the shutter to see who was knocking on the door.
   (Türkçe: Kimin kapıyı çaldığını görmek için panjura göz attı.)

10. The storm shutters were reinforced with steel to withstand the strong winds.
    (Türkçe: Fırtına panjurları, güçlü rüzgarlara dayanabilmesi için çelikle güçlendirildi.)

11. The shopkeeper raised the shutter to open the store for the day.
    (Türkçe: Mağaza sahibi, günün işine başlamak için kepenkleri açtı.)

12. The old house had broken shutters that needed to be replaced.
    (Türkçe: Eski evin, değiştirilmesi gereken kırık panjurları vardı.)

13. The shutter speed of the camera can be adjusted to capture fast-moving objects.
    (Türkçe: Kameranın enstantane hızı, hızlı hareket eden nesneleri yakalamak için ayarlanabilir.)

14. The balcony had white shutters that provided privacy and shade.
    (Türkçe: Balkonda, gizlilik ve gölge sağlayan beyaz panjurlar vardı.)

15. The old barn had rusty shutters that creaked in

the wind.
(Türkçe: Eski ahırda, rüzgarda gıcırdayan paslı panjurlar vardı.)

16. The hotel had electronic shutters that could be controlled with a remote.
    (Türkçe: Otelde, uzaktan kumanda ile kontrol edilebilen elektronik panjurlar vardı.)

17. The photographer adjusted the shutter speed to create a blurry effect.
    (Türkçe: Fotoğrafçı, bulanık bir etki yaratmak için enstantane hızını ayarladı.)

18. The shutters on the house were painted blue to match the front door.
    (Türkçe: Evdeki panjurlar, ön kapıyla uyumlu olması için maviye boyanmıştı.)

19. The store had metal shutters that were rolled down at closing time.
    (Türkçe: Mağazada, kapanış saatinde indirilen metal kepenkler vardı.)

20. The classroom had shutters on the windows to block out the sunlight during the lesson.
    (Türkçe: Sınıfta, derste güneş ışığını engellemek için pencerelerde panjurlar vardı.)