Shut İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Shut İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Shut İle İlgili Cümleler

Shut kelimesinin Türkçe anlamı: kapatmak, kapamak, kapatılmak, kapalı olmak

1. Shut the window, it’s cold outside. (Pencereyi kapat, dışarısı soğuk.)
2. He shut the door quietly and left the room. (Kapıyı sessizce kapattı ve odadan çıktı.)
3. Please shut the gate behind you. (Lütfen arkandan kapıyı kapat.)
4. The store is about to shut, so let’s hurry up. (Mağaza kapanmak üzere, hadi acele edelim.)
5. She shut her eyes and tried to relax. (Gözlerini kapattı ve rahatlamaya çalıştı.)
6. The police shut down the illegal party. (Polis, yasadışı partiye son verdi.)
7. You need to shut off the water supply before repairing the pipe. (Boru tamiri yapmadan önce su kaynağını kapatmanız gerekir.)
8. The factory was shut down due to financial problems. (Fabrika, finansal sorunlar nedeniyle kapatıldı.)
9. Don’t shut yourself off from the world, go out and socialize. (Dünyadan kendini soyutlama, çık ve sosyalleş.)
10. I accidentally shut my finger in the car door. (Araba kapısında parmağımı yanlışlıkla kapattım.)
11. He shut his laptop and went to bed. (Bilgisayarını kapattı ve yatağa gitti.)
12. The bank shut its doors for the weekend. (Banka hafta sonu kapalı.)
13. The teacher shut down the student’s rude behavior. (Öğretmen, öğrencinin kaba davranışlarına son verdi.)
14. She shut down her computer and went home. (Bilgisayarını kapattı ve eve gitti.)
15. The government shut down the illegal gambling operation. (Hükümet, yasadışı kumar işletmesini kapattı.)
16. We should shut off the lights to save electricity. (Elektrik tasarrufu yapmak için ışıkları kapamalıyız.)
17. The amusement park shut down all its rides due to a storm. (Lunapark, fırtına nedeniyle tüm

oyuncaklarını kapattı.)
18. The restaurant will shut for renovations next month. (Restoran, gelecek ay tadilat için kapalı olacak.)

19. The child shut the book and went to sleep. (Çocuk kitabını kapattı ve uyumaya gitti.)
20. She shut her ears to the criticism and continued with her work. (Eleştirilere kulaklarını tıkadı ve çalışmasına devam etti.)