Shoe İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Shoe İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Shoe İle İlgili Cümleler

Shoe kelimesi Türkçe’de “ayakkabı” anlamına gelir. Ayakkabılar, insanlar tarafından giyilen ve ayakları koruyan bir tür ayakkabıdır.

  1. I need to buy a new pair of shoes for my sister’s wedding. (Kız kardeşimin düğünü için yeni bir ayakkabı çifti almam gerekiyor.)
  2. My dog chewed up my favorite pair of shoes. (Köpeğim favori ayakkabılarımı parçaladı.)
  3. These shoes are too tight. I need to get a bigger size. (Bu ayakkabılar çok dar, daha büyük bir beden almalıyım.)
  4. She has a collection of designer shoes that she never wears. (O, asla giymediği bir tasarımcı ayakkabı koleksiyonuna sahip.)
  5. I love the sound of high heels clicking on the floor. (Yüksek topukların zeminde tıklamasını seviyorum.)
  6. He took his shoes off before entering the mosque. (Camiiye girerken ayakkabılarını çıkardı.)
  7. I always wear comfortable shoes when I travel. (Seyahat ederken her zaman rahat ayakkabı giyerim.)
  8. The shoe store has a great selection of sneakers. (Ayakkabı mağazası harika bir spor ayakkabı seçkisine sahip.)
  9. She couldn’t decide which shoes to buy, so she bought both. (Hangi ayakkabıyı alacağına karar veremedi, o yüzden ikisini de aldı.)
  10. My mom always says to wear clean socks with my shoes. (Annem her zaman ayakkabılarımla temiz çorap giymemi söyler.)
  11. These shoes are too formal for a casual dinner party. (Bu ayakkabılar, rahat bir akşam yemeği partisi için çok resmi.)
  12. He polished his shoes until they shone like new. (Ayakkabılarını parlatarak yenileri gibi parlatı.)
  13. I slipped on the wet floor because my shoes didn’t have any traction. (Ayakkabılarımın tutuşu olmadığı için ıslak zeminde kaydım.)
  14. My son’s feet grew so fast, he outgrew his shoes in just a few months. (Oğlumun ayakları çok hızlı büyüdü, birkaç ay içinde ayakkabıları küçüldü.)
  15. She wore high-heeled shoes to the job interview to make a good impression. (İyi bir izlenim bırakmak için iş görüşmesine yüksek topuklu ayakkabı giydi.)
  16. He tied his shoes so tightly that they left marks on his feet. (Ayakkabılarını çok sıkı bağladı, ayaklarına izler bıraktı.)
  17. She kicked off her shoes and jumped into the pool. (Ayakkabılarını çıkardı ve havuza atladı.)
  18. I always keep a spare pair of shoes in my car, just in case. (Her zaman yedek ayakkabı ç
  1. The shoes I bought online didn’t fit properly, so I had to return them. (Online olarak aldığım ayakkabılar doğru şekilde oturmadı, bu yüzden geri göndermek zorunda kaldım.)
  2. The hiking trail was rocky and muddy, so I wore my sturdy hiking shoes. (Yürüyüş patikası kayalık ve çamurluydu, bu yüzden sağlam yürüyüş ayakkabılarımı giydim.)

Bu örnek cümlelerde “shoe” kelimesi ayakkabı anlamında kullanılmaktadır. Ayakkabılar, giyim tarzı, rahatlık, aktiviteler ve ayakkabı seçenekleri hakkında konuşmak için kullanılırlar.

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.