Shiny İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Shiny İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Shiny

Shiny, Türkçe anlamıyla “parlak”, “ışıltılı” veya “parlaklık” gibi anlamlara gelir. Bu kelime sıklıkla cümle içinde kullanılır ve aşağıda örnekler yer almaktadır:

  1. Her hair was so shiny that it looked like silk. (Saçı o kadar parlaktı ki ipek gibi görünüyordu.)
  2. The shiny diamond necklace caught my eye. (Parlak elmas kolye gözüme çarptı.)
  3. The floor was so clean that it was shiny. (Zemin o kadar temizdi ki ışıl ışıldı.)
  4. The car had a shiny new paint job. (Araba parlak yeni bir boya işlemi yapılmıştı.)
  5. The sun was shining brightly in the sky. (Güneş gökyüzünde parlak bir şekilde parlıyordu.)
  6. The trophy had a shiny gold finish. (Kupa parlak altın kaplama ile bitirilmişti.)
  7. The dress was made of a shiny, satin material. (Elbise parlak, saten malzemeden yapılmıştı.)
  8. The moon shone brightly in the night sky. (Ay gece gökyüzünde parlak bir şekilde parladı.)
  9. The polished silverware was so shiny that it reflected my face. (Cilalı gümüş takım o kadar parlaktı ki yüzümü yansıttı.)
  10. The wet pavement looked shiny in the sunlight. (Islak zemin güneş ışığında parlak görünüyordu.)
  11. The new shoes were shiny and black. (Yeni ayakkabılar parlak ve siyahtı.)
  12. The stars were shining brightly in the clear night sky. (Yıldızlar açık gece gökyüzünde parlak bir şekilde parlıyordu.)
  13. The Christmas tree was decorated with shiny ornaments. (Noel ağacı parlak süslerle süslenmişti.)
  14. The sun shone on the beach, making the water look shiny. (Güneş plajda parladı, suyu parlak gösterdi.)
  15. The shiny metallic buttons added a touch of elegance to the jacket. (Parlak metal düğmeler cekete biraz zarafet kattı.)
  16. The polished marble floor was so shiny that I could see my reflection. (Cilalı mermer zemin o kadar parlaktı ki yansımamı görebiliyordum.)
  17. The shiny red sports car caught everyone’s attention. (Parlak kırmızı spor araba herkesin dikkatini çekti.)
  18. The sparkling wine in the glass looked so shiny and festive. (Camdaki köpüklü şarap çok parlak ve kutlamalı görünüyordu.)
  19. The sequins on her dress were so shiny that they sparkled in the light. (Elbisesindeki simler o kadar parlaktı ki ışıkta parladılar.)
  20. The sky was a bright and shiny blue on that beautiful day. (O güzel günde gökyüzü parlak maviydi.)

Bu şekilde “shiny” kelimesi birçok farklı bağlamda kullanılabilir ve cümlelere canlılık ve görsel açıdan zenginlik katabilir. Özellikle yüzeylerin parlaklığı ve ışıltısı ile ilgili tanımlamalarda sıklıkla kullanılır. Ancak örneğin bir insanın “shiny” saçlarından bahsetmek de mümkündür.

İngilizce dilindeki bu tür kelime ve ifadeleri öğrenmek ve doğru bir şekilde kullanabilmek, İngilizce konuşma ve yazma becerilerini geliştirmek için önemlidir.

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.