Shift İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Shift İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Shift Kelimesinin Anlamı

Shift kelimesi, bir şeyin yerini değiştirmek, kaydırmak, değiştirmek veya değişim yapmak anlamlarına gelir.

Örnek Cümleler:

1.

I need to shift this box to the other side of the room. (Bu kutuyu odanın diğer tarafına kaydırmam gerekiyor.)

2.

Can you shift over a little bit? You’re taking up too much space. (Biraz kayabilir misin? Çok fazla yer kaplıyorsun.)

3.

I think we need to shift our focus to a different strategy. (Sanırım farklı bir stratejiye odaklanmamız gerekiyor.)

4.

I’m sorry, I can’t come to work today. Can we shift our meeting to tomorrow? (Üzgünüm, bugün işe gelemiyorum. Toplantımızı yarına kaydırabilir miyiz?)

5.

The wind caused the sand to shift and form new dunes. (Rüzgar kumu kaydırdı ve yeni kumullar oluşturdu.)

6.

I need to shift my weight to the left to keep my balance. (Dengemi korumak için ağırlığımı sola kaydırmam gerekiyor.)

7.

The company decided to shift its manufacturing operations to a different country. (Şirket üretim operasyonlarını farklı bir ülkeye kaydırmaya karar verdi.)

8.

You need to shift your attitude and start taking this seriously. (Tavırlarınızı değiştirmeniz ve bunu ciddiye almaya başlamanız gerekiyor.)

9.

I’m going to shift into fourth gear to pick up some speed. (Hızlanmak için dördüncü vitese geçeceğim.)

10.

We need to shift our thinking if we want to find a solution to this problem. (Bu soruna çözüm bulmak istiyorsak düşüncelerimizi değiştirmemiz gerekiyor.)

11.

The hospital had to shift patients to other facilities due to a power outage. (Bir güç kesintisi nedeniyle hastane hastaları baş

ka kurumlarına kaydırmak zorunda kaldı.)

12.

I’m going to shift my work schedule so that I can attend my daughter’s school play. (Kızımın okul oyununa katılabilmek için çalışma programımı değiştireceğim.)

13.

The company is planning to shift its marketing strategy to target a younger audience. (Şirket, daha genç bir kitleye hitap etmek için pazarlama stratejisini değiştirmeyi planlıyor.)

14.

You need to shift your focus and pay attention to what’s happening right now. (Odak noktanızı değiştirmeniz ve şu anda ne olup bittiğine dikkat etmeniz gerekiyor.)

15.

I have to shift my work hours to accommodate my doctor’s appointment. (Doktor randevuma uyum sağlamak için çalışma saatlerimi değiştirmem gerekiyor.)

16.

The company is trying to shift its image from a traditional company to a more modern one. (Şirket, geleneksel bir şirketten daha modern bir şirkete doğru imajını değiştirmeye çalışıyor.)

17.

The bus driver had to shift gears to make it up the steep hill. (Otobüs şoförü dik yokuşu çıkmak için vites değiştirmek zorunda kaldı.)

18.

I’m going to shift my study habits to improve my grades. (Notlarımı iyileştirmek için çalışma alışkanlıklarımı değiştireceğim.)

19.

The company is going to shift its production to more eco-friendly materials. (Şirket üretimini daha çevre dostu malzemelere doğru kaydıracak.)

20.

You need to shift your perspective and try to see things from a different angle. (Bakış açınızı değiştirmeniz ve şeyleri farklı bir açıdan görmeye çalışmanız gerekiyor.)