Shame İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Shame İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Shame

Shame, Türkçe anlamıyla utanç, suçluluk ya da rezil olma hissi olarak tanımlanabilir. Bu duygu, insanların kendi eylemleri, davranışları ya da durumları nedeniyle hissettikleri bir duygu olabilir. Ayrıca, toplumun veya başkalarının beklentilerine uymadıkları için de utanç duygusu hissedebilirler. Aşağıda shame kelimesinin İngilizce cümle içinde kullanımına örnekler verilmiştir.

  1. She felt a deep sense of shame for what she had done. (Yaptıklarından dolayı derin bir utanç hissetti.)
  2. The shame he felt was unbearable. (Hissettiği utanç dayanılmazdı.)
  3. He couldn’t bear the shame of being fired from his job. (İşinden kovulmanın utanç verici olduğunu kaldıramadı.)
  4. The shame of losing the game in front of a big crowd was too much for him. (Büyük bir kalabalığın önünde oyunu kaybetmenin utancı, onun için çok fazlaydı.)
  5. She was filled with shame when she realized what she had said. (Ne söylediğini fark edince utançla doldu.)
  6. The shame of being caught cheating in the exam was too much for him to bear. (Sınavda kopya çektiği için yakalanmanın utanç verici olduğunu kaldıramadı.)
  7. He felt a deep sense of shame for not being able to provide for his family. (Ailesine bakamadığı için derin bir utanç hissetti.)
  8. She was overwhelmed with shame when she found out what her son had done. (Oğlunun yaptıklarını öğrenince utançla kaplandı.)
  9. The shame of his actions kept him from facing his friends. (Eylemlerinden dolayı utanç, arkadaşlarıyla yüzleşmesini engelledi.)
  10. She felt shame for not standing up for herself when she was being bullied. (Zorbalık edildiği zaman kendini savunamadığı için utanç hissetti.)
  11. The shame of being caught lying was too much for him to bear. (Yalan söylediği için yakalanmanın utanç verici olduğunu kaldıramadı.)
  12. She couldn’t shake off the shame of being rejected by her crush. (Sevdiği kişi tarafından reddedilmenin utanç verici hissini atamadı.)
  13. The shame of his past mistakes haunted him for years. (Geçmişte yaptığı hataların utanç verici etkisi yıllar boyunca onu takip etti.)
  14. She felt a deep sense of shame for not being able to control her temper. (Öfkesini kontrol edemediği için derin bir utanç hissetti.)
  15. The shame of being seen as a failure by his parents was too much for him to bear. (Ailesi tarafından başarısız olarak görülmenin utanç verici olduğunu kaldıramadı.)
  16. She was filled with shame when she realized how much she had hurt

her friend’s feelings. (Arkadaşının duygularını ne kadar incittiğini fark edince utançla dolu oldu.)
17. The shame of being caught stealing made him feel like a criminal. (Hırsızlık yaparken yakalanmanın utanç verici hissi onu suçlu gibi hissettirdi.)

  1. She couldn’t face her coworkers after the shame of her mistakes at work. (İşyerinde yaptığı hataların utanç verici etkisi yüzünden meslektaşlarıyla yüzleşemedi.)
  2. The shame of her poor grades kept her from trying harder. (Kötü notların utanç verici hissi daha çok çalışmasına engel oldu.)
  3. He was filled with shame when he realized he had been wrong about his beliefs. (İnançları hakkında yanıldığını fark edince utançla dolu oldu.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.