Shake İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Shake İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Shake

Shake, sarsıntı ya da çalkalama anlamına gelir. Aynı zamanda titreme, sallanma, çalkalanma, sarsma ve heyecan da ifade eder.

1. The earthquake shook the entire city.
   ( Deprem şehri salladı.)

2. She shook her head in disbelief.
   (İnanamayarak başını salladı.)

3. He shook the bottle before opening it.
   (Açmadan önce şişeyi çalkaladı.)

4. I was so nervous, my hands were shaking.
   (Çok gergindim, ellerim titriyordu.)

5. The dog shook his wet fur all over the carpet.
   (Köpek ıslak tüylerini halının üzerine salladı.)

6. She shook the snow off her boots before coming inside.
   (İçeri girerken botlarındaki karı salladı.)

7. The thunder shook the entire house.
   (Gök gürültüsü evi salladı.)

8. He shook the can of paint to mix it up.
   (Boyanın iyice karışması için kutuyu salladı.)

9. She shook her friend awake.
   (Arkadaşını uyandırmak için çalkaladı.)

10. He was so angry, he shook his fist at the sky.
    (Çok sinirliydi, gökyüzüne yumruğunu salladı.)

11. She shook the snow globe and watched the snow fall.
    (Kar küresini çalkaladı ve karın düşmesini izledi.)

12. The train shook as it went over the tracks.
    (Tren raylardan geçerken sallandı.)

13. He shook his head, indicating that he didn’t understand.
    (Anlamadığını belirten bir şekilde başını salladı.)

14. The dancer shook her hips to the beat of the music.
    (Dansçı müziğin ritmine uyarak kalçalarını salladı.)

15. He shook his opponent’s hand after the match.
    (Maçtan sonra rakibinin elini salladı.)

16. The earthquake shook the foundation of the building.
    (Deprem binanın temelini sarsmıştı.)

17. The wind shook the trees outside her window.
    (Rüzgar penceresinin dışındaki ağaçları salladı.)

18. She shook the rug out the window to get rid of the dust.
    (Tozu temizlemek için halıyı pencereden salladı.)

19. He shook the dice and rolled them across the table.
    (Zarları salladı ve masanın üstünde attı.)

20. The baby shook her rattle and laughed.
    (Bebek çıngırağını salladı ve güldü.)

21. The thunderstorm shook the windows of the house.
    (Fırtına evin pencerelerini salladı.)

22. She shook the salad dressing vigorously to mix it well.
    (Salata sosunu iyi karıştırmak için şiddetle çalkaladı.)

23. The old car shook and rattled as it drove down the bumpy road.
    (Eski araba, düzgün olmayan yolda sürerken sallanıp tırmaladı.)

24. He shook his head, indicating that he didn’t agree with what was being said.
    (Anlatılanlara katılmadığını belirten bir şekilde başını salladı.)

25. She shook with fear when she heard the loud noise.
    (Büyük bir gürültü duyduğunda korkudan titredi.)

26. The train shook the platform as it pulled into the station.
    (Tren istasyona geldiğinde platform sallandı.)

27. He shook the snow off the roof before it caused any damage.
    (Zarar vermeden önce çatıdaki karı salladı.)

28. The earthquake shook loose debris from the walls.
    (Deprem duvarlardan gevşek malzemeleri salladı.)

29. She shook her head to clear her thoughts.
    (Düşüncelerini toplamak için başını salladı.)

30. The dog shook off the water after swimming in the lake.
    (Gölde yüzdükten sonra köpek suyu üzerinden sallandı.)