Selfsame İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Selfsame İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Selfsame Nedir?

Selfsame, “tam da aynı” veya “aynı kişi/şey” anlamlarına gelen bir sıfatdır.

Örnek cümleler:

1. The selfsame dress that she wore to the party is now on sale. (Partide giydiği tam da aynı elbise şimdi satışta.)
2. The selfsame dog that bit me last year chased me again today. (Geçen yıl beni ısıran aynı köpek bugün yine beni kovaladı.)
3. He spoke the selfsame words that I had heard before. (Daha önce duyduğum tam da aynı sözleri söyledi.)
4. The selfsame problem that we encountered last month is still unresolved. (Geçen ay karşılaştığımız aynı problem hala çözülmedi.)
5. This is the selfsame book that I borrowed from the library. (Bu, kütüphaneden ödünç aldığım tam da aynı kitap.)
6. The selfsame song that she sang last night is still stuck in my head. (Dün gece söylediği aynı şarkı hala kafamda.)
7. The selfsame actor who played the villain in the first movie is now the hero. (İlk filmde kötü adamı oynayan aynı aktör şimdi kahraman.)
8. She used the selfsame recipe that her grandmother had used for years. (Yıllardır kullanılan aynı tarifi kullandı.)
9. The selfsame tree that we planted years ago has grown so much. (Yıllar önce diktiğimiz aynı ağaç çok büyümüş.)
10. The selfsame shirt that he wore yesterday is now stained. (Dün giydiği aynı gömlek şimdi lekeli.)
11. The selfsame car that we saw in the parking lot is now driving down the street. (Park yerinde gördüğümüz aynı araç şimdi sokakta ilerliyor.)
12. This is the selfsame painting that was stolen from the museum. (Müzeden çalınan aynı resim bu.)
13. The selfsame flowers that she gave me on our first date are still my favorite. (İlk randevumuzda bana verdiği aynı çiçekler hala favorim.)
14. The selfsame restaurant that we went to last week has a new menu. (Geçen hafta gittiğimiz aynı restoranın yeni bir menüsü var.)
15. The selfsame shoes that I bought for the wedding don’t fit me anymore. (Düğün için aldığım aynı ayakkabılar artık bana uygun değil.)
16. The selfsame teacher who taught me in high school is now my colleague. (Lisede bana ders veren aynı öğretmen şimdi meslektaşım.)
17. The selfsame bird that woke me up this morning is singing outside my window again. (Bu sabah beni uyandıran aynı kuş pencere dışında tekrar şarkı söylüyor.)
18. The selfsame house that we rented for our vacation is now for sale. (Tat

il için kiraladığımız aynı ev şimdi satılık.)
19. The selfsame computer that I used for my thesis is now outdated. (Tezim için kullandığım aynı bilgisayar artık eskide kaldı.)

20. The selfsame watch that he lost last year turned up in his jacket pocket. (Geçen yıl kaybettiği aynı saat ceketinin cebinde çıktı.)

(Türkçe karşılıklar kalın ve kırmızı renkte yazılmıştır.)