Self-Possessed İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Self-Possessed İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Self-Possessed Nedir?

Self-Possessed Türkçe karşılığı itidalli, kendine hakim olan anlamına gelir. Bir kişinin zorlu veya stresli bir durumda bile sakin ve huzurlu kalabilmesini ifade eder.

Örnek Cümleler:

  1. She remained self-possessed during the entire interview. (Mülakat boyunca itidalli kaldı.)
  2. His self-possessed demeanor impressed everyone in the room. (İtidalli tavrı odadaki herkesi etkiledi.)
  3. Despite the chaos around her, she managed to stay self-possessed. (Etraftaki kaosa rağmen kendini itidalli tutmayı başardı.)
  4. He faced the difficult situation with a self-possessed attitude. (Zor durumla kendine hakim bir tavırla karşılaştı.)
  5. She spoke with a self-possessed voice that conveyed confidence. (Kendine güveni yansıtan bir itidalli sesle konuştu.)
  6. The speaker remained self-possessed even when faced with tough questions. (Konuşmacı, zor sorularla karşılaştığında bile kendini itidalli tuttu.)
  7. She showed great self-possession when dealing with the angry customer. (Öfkeli müşteriyle uğraşırken büyük bir itidal gösterdi.)
  8. Despite the pressure, he managed to remain self-possessed during the competition. (Baskıya rağmen yarışma boyunca kendine hakim olmayı başardı.)
  9. Her self-possessed demeanor helped diffuse the tense situation. (İtidalli tavrı, gergin durumu yatıştırmaya yardımcı oldu.)
  10. The actor’s self-possession on stage impressed the audience. (Sahnedeki itidalı, seyircileri etkiledi.)
  11. She handled the criticism with self-possession and grace. (Eleştiriyi itidalli ve zarafetle ele aldı.)
  12. His self-possession allowed him to make clear decisions during the crisis. (İtidalli olması, kriz sırasında açık kararlar almasını sağladı.)
  13. Despite the unexpected turn of events, she remained self-possessed. (Beklenmedik olayların gelişmesine rağmen, kendine hakim kalmayı başardı.)
  14. Her self-possessed demeanor made her a great leader. (İtidalli tavrı onu harika bir lider yaptı.)
  15. He managed to stay self-possessed even when his team was losing. (Takımı kaybetse bile kendini itidalli tutmayı başardı.)
  16. Her self-possession helped her deliver a powerful speech. (İtidalli hali, güçlü bir konuşma yapmasına yardımcı oldu.)
  17. Despite the chaos, the captain remained self-possessed and steered the ship to safety. (Kaosa rağmen kaptan kendine hakim kaldı ve gemiyi güvenli bir şekilde yönetti.)
  18. Her self-possession helped her navigate the difficult conversation with ease. (İtidalli hali, zorlu konuşmayı kolayca yönetmesine yardı
  1. He faced the unexpected challenge with self-possession and determination. (Beklenmedik zorluğa karşı itidalli ve kararlı bir şekilde yüzleşti.)
  2. Her self-possession and composure under pressure made her a valuable asset to the team. (Baskı altındaki itidalli tavrı, takım için değerli bir katkı sağladı.)

Bu örnek cümlelerde, self-possessed kelimesi kişinin zorlu veya stresli durumlarda bile sakin kalmayı ifade ediyor. Özellikle olumsuz veya stresli bir durumda bile kendine hakim olmak, itidal göstermek ve doğru kararlar almak için gereklidir. Kendine güveni yansıtan bir itidalli tavır, etkili liderlik ve başarılı sonuçlar elde etmek için önemlidir.

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.