Self-İnflicted İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Self-İnflicted İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Self-Inflicted Nedir?

Self-inflicted, kişinin kendi kendine zarar vermesi veya acı çekmesi anlamına gelir. Bu zarar fiziksel, duygusal veya psikolojik olabilir.

Örnek cümleler:

  1. She had self-inflicted wounds all over her arms. (Kendisine tüm kollarında zarar vermiş yaraları vardı.)
  2. He suffers from depression and engages in self-inflicted behavior. (Depresyondan muzdarip ve kendine zarar veren davranışlarda bulunuyor.)
  3. The athlete’s injury was self-inflicted during training. (Sporcu, antrenman sırasında kendisine zarar verdi.)
  4. She is recovering from self-inflicted burns. (Kendisine verdiği yanıklardan kurtuluyor.)
  5. He had self-inflicted scars on his chest. (Göğsünde kendine verdiği yara izleri vardı.)
  6. The patient had attempted self-inflicted harm. (Hasta kendisine zarar vermeye çalışmıştı.)
  7. She refused to seek help for her self-inflicted problems. (Kendisine verdiği sorunlar için yardım istemeyi reddetti.)
  8. His self-inflicted wounds required medical attention. (Kendisine verdiği yaralar tıbbi müdahale gerektiriyordu.)
  9. The teenager engaged in self-inflicted cutting. (Ergen kendine zarar veren kesiklerle ilgiliydi.)
  10. She has a history of self-inflicted harm. (Kendisine zarar verme geçmişi var.)
  11. His self-inflicted behavior was a result of his addiction. (Kendine zarar veren davranışları bağımlılığından kaynaklanıyordu.)
  12. The artist’s self-inflicted pain was evident in his work. (Sanatçının kendine verdiği acı işlerinde belirgin bir şekilde görülüyordu.)
  13. The student’s self-inflicted stress caused him to drop out of school. (Öğrencinin kendine verdiği stres okuldan ayrılmasına neden oldu.)
  14. She uses self-inflicted pain as a coping mechanism. (Kendine verdiği acıyı bir başa çıkma mekanizması olarak kullanıyor.)
  15. His self-inflicted injuries were a cry for help. (Kendisine verdiği yaralar yardım için bir çığlık olarak görülüyordu.)
  16. The singer’s self-inflicted lifestyle eventually caught up with her. (Şarkıcının kendine zarar veren yaşam tarzı sonunda kendisine zarar verdi.)
  17. He was in therapy for his self-inflicted behavior. (Kendine zarar veren davranışları için terapi görüyordu.)
  18. The self-inflicted pain was too much to bear. (Kendine verilen acı dayanılmazdı.)
  19. She has a tattoo of a self-inflicted scar on her wrist. (Bileğinde kendine verilmiş bir yara izi dövmesi var.)
  20. He regretted his self-inflicted injuries and sought help. (Kendine zarar verdi

Devamı:

  1. The self-inflicted wounds were a result of her anxiety. (Kendisine verdiği yaralar kaygısının bir sonucuydu.)
  2. He had a habit of self-inflicted hair pulling. (Kendine zarar vererek saç çekme alışkanlığı vardı.)
  3. She realized the harm of her self-inflicted behavior and sought therapy. (Kendine zarar veren davranışının zararını fark etti ve terapiye başvurdu.)
  4. His self-inflicted injuries were a cry for attention. (Kendine verdiği yaralar dikkat çekmek için bir çığlık olarak görüldü.)
  5. She had self-inflicted bruises from hitting herself. (Kendisine vurarak kendine morluklar vermişti.)
  6. He suffered from self-inflicted insomnia. (Kendine zarar vererek uyuyamama sorunu yaşıyordu.)
  7. The self-inflicted cuts were a way for her to feel something. (Kendine verdiği kesikler bir şeyler hissetmek için bir yoldu.)
  8. He had a self-inflicted addiction to drugs. (Kendine zarar veren bir uyuşturucu bağımlılığı vardı.)
  9. She had a history of self-inflicted harm due to past trauma. (Geçmiş travmaları nedeniyle kendine zarar verme geçmişi vardı.)
  10. He used self-inflicted pain as a way to cope with emotional pain. (Duygusal acıyla başa çıkmak için kendine zarar veren acıyı kullandı.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.