Self-Forgetful İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Self-Forgetful Nedir?
Self-forgetful, kişinin kendisini unutarak, başkalarına odaklanması ve onlara hizmet etmesi anlamına gelir.
Örnek Cümleler:
- She was so self-forgetful that she forgot her own birthday. (O kadar başkalarına odaklanmıştı ki kendi doğum gününü unuttu.)
- His self-forgetful nature made him a great leader. (Kendisini unutarak başkalarına hizmet etmesi onu harika bir lider yaptı.)
- She lived a self-forgetful life, always putting others first. (Kendisini unutarak yaşayan bir hayatı vardı, her zaman başkalarını önde tutuyordu.)
- His self-forgetful attitude was an inspiration to everyone around him. (Kendisini unutarak davranışı, etrafındaki herkes için ilham kaynağıydı.)
- The self-forgetful way she cared for her family was truly admirable. (Ailesine kendisini unutarak bakması gerçekten takdire şayandı.)
- Being self-forgetful is an important quality for a caregiver. (Bakıcılar için kendisini unutarak davranmak önemli bir özelliktir.)
- Her self-forgetful actions showed her true kindness. (Kendisini unutarak yaptığı eylemler gerçek iyiliğini gösterdi.)
- His self-forgetful devotion to his patients was unparalleled. (Hastalarına kendisini unutarak gösterdiği bağlılık eşsizdi.)
- She always put others first, her self-forgetful nature was a defining characteristic. (Her zaman önce başkalarını düşündü, kendisini unutarak davranışı belirleyici bir özellikti.)
- The self-forgetful way she volunteered her time to help others was truly inspiring. (Başkalarına yardım etmek için gönüllü olarak zaman ayırması gerçekten ilham vericiydi.)
- His self-forgetful leadership style inspired trust and loyalty among his team. (Kendisini unutarak liderlik tarzı, ekibinde güven ve sadakat yaratmıştı.)
- She was known for her self-forgetful acts of kindness towards others. (Başkalarına yaptığı kendisini unutarak iyilikleriyle tanınıyordu.)
- His self-forgetful nature allowed him to truly connect with those around him. (Kendisini unutarak doğru şekilde etrafındakilerle bağlantı kurabildi.)
- She found true fulfillment in living a self-forgetful life. (Kendisini unutarak yaşamanın gerçek tatminini buldu.)
- His self-forgetful dedication to his craft was the key to his success. (Kendisini unutarak mesleğine bağlılığı, başarısının anahtarıydı.)
- She always gave generously, her self-forgetful nature was a shining example. (Her zaman cömert davrandı, kendisini unutarak davranışı örnek alınacak niteliktey
- His self-forgetful humility made him a beloved figure in his community. (Kendisini unutarak gösterdiği alçakgönüllülük, onu toplumunda sevilen bir figür yaptı.)
- She never sought recognition for her self-forgetful acts of kindness. (Kendisini unutarak yaptığı iyilikler için hiçbir zaman takdir aramadı.)
- His self-forgetful sacrifice for his country will never be forgotten. (Ülkesi için yaptığı kendisini unutarak fedakarlık asla unutulmayacak.)
- She lived a self-forgetful life, always striving to make the world a better place. (Kendisini unutarak yaşayan bir hayatı vardı, her zaman dünyayı daha iyi bir yer haline getirmeye çalışıyordu.)
Türkçe Karşılıkları:
- O kadar başkalarına odaklanmıştı ki kendi doğum gününü unuttu.
- Kendisini unutarak başkalarına hizmet etmesi onu harika bir lider yaptı.
- Kendisini unutarak yaşayan bir hayatı vardı, her zaman başkalarını önde tutuyordu.
- Kendisini unutarak davranışı, etrafındaki herkes için ilham kaynağıydı.
- Ailesine kendisini unutarak bakması gerçekten takdire şayandı.
- Bakıcılar için kendisini unutarak davranmak önemli bir özelliktir.
- Kendisini unutarak yaptığı eylemler gerçek iyiliğini gösterdi.
- Hastalarına kendisini unutarak gösterdiği bağlılık eşsizdi.
- Her zaman önce başkalarını düşündü, kendisini unutarak davranışı belirleyici bir özellikti.
- Başkalarına yardım etmek için gönüllü olarak zaman ayırması gerçekten ilham vericiydi.
- Kendisini unutarak liderlik tarzı, ekibinde güven ve sadakat yaratmıştı.
- Başkalarına yaptığı kendisini unutarak iyilikleriyle tanınıyordu.
- Kendisini unutarak doğru şekilde etrafındakilerle bağlantı kurabildi.
- Kendisini unutarak yaşamanın gerçek tatminini buldu.
- Kendisini unutarak mesleğine bağlılığı, başarısının anahtarıydı.
- Her zaman cömert davrandı, kendisini unutarak davranışı örnek alınacak nitelikteydi.
- Kendisini unutarak gösterdiği alçakgönüllülük, onu toplumunda sevilen bir figür yaptı.
- Kendisini unutarak yaptığı iyilikler için hiçbir zaman takdir aramadı.
- Ülkesi için yaptığı kendisini unutarak fedakarlık asla unutulmayacak.
- Kendisini unutarak yaşayan bir hayat
Hemen Yorum Yaz