Seething İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Seething İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Seething Kelimesinin Anlamı:


Seething, öfke, sinir, kızgınlık gibi yoğun duyguları ifade eden bir sıfattır. Aynı zamanda kaynama, kabarma gibi hareketli bir durumu da ifade edebilir.

Örnek Cümleler:

  1. He was seething with anger when he found out about the betrayal. (İhaneti öğrendiğinde öfkeyle kaynıyordu.)
  2. The pot was seething with boiling water on the stove. (Tencere, ocakta kaynayan suyla kabarıyordu.)
  3. She was seething with frustration after the meeting. (Toplantıdan sonra hayal kırıklığıyla dolup taşıyordu.)
  4. The ocean was seething with waves during the storm. (Fırtınada okyanus dalgalarla kabarıyordu.)
  5. His eyes were seething with hatred as he spoke. (Konuşurken gözleri nefretle kaynıyordu.)
  6. The cauldron was seething with hot, bubbling liquid. (Kazan, kaynayan sıcak sıvıyla kabarıyordu.)
  7. She was seething with jealousy when she saw her ex-boyfriend with another woman. (Eski sevgilisini başka bir kadınla görünce kıskançlıktan kaynıyordu.)
  8. The city was seething with excitement during the festival. (Festival sırasında şehir heyecanla kaynıyordu.)
  9. He was seething with anticipation as he waited for his turn. (Sırasını beklerken heyecanla kaynıyordu.)
  10. The volcano was seething with magma before it erupted. (Patlamadan önce volkan magmayla kaynıyordu.)
  11. She was seething with anger when she realized she had been lied to. (Yalan söylendiğini anladığında öfkeyle kaynıyordu.)
  12. The pot was seething with vegetables as they boiled. (Sebzeler kaynarken tencere kabarıyordu.)
  13. He was seething with frustration as he tried to fix the broken machine. (Bozuk makineyi tamir etmeye çalışırken hayal kırıklığına uğramıştı.)
  14. The political situation in the country was seething with tension. (Ülkedeki siyasi durum gerilimle kaynıyordu.)
  15. She was seething with happiness as she received the good news. (İyi haberleri aldığında mutluluktan kaynıyordu.)
  16. The pot was seething with soup as it simmered on the stove. (Ocakta kaynayan çorba tenceresi kabarıyordu.)
  17. He was seething with disappointment when he failed the exam. (Sınavda başarısız olunca hayal kırıklığından kaynıyordu.)
  18. The river was seething with rapids as they rafted downstream. (Aşağıya doğru rafting yaparken nehir, akıntılarla kaynıyordu.)
  19. She was seething with indignation when she was accused of stealing
  1. She was seething with indignation when she was accused of stealing. (Hırsızlıkla suçlandığında öfkeyle kaynıyordu.)
  2. The protest was seething with anger and frustration as people demanded justice. (Adalet isteyen insanlar tarafından gerçekleştirilen protesto öfke ve hayal kırıklığıyla kaynıyordu.)

Türkçe Karşılıkları:

  1. İhaneti öğrendiğinde öfkeyle kaynıyordu.
  2. Tencere, ocakta kaynayan suyla kabarıyordu.
  3. Toplantıdan sonra hayal kırıklığıyla dolup taşıyordu.
  4. Fırtınada okyanus dalgalarla kabarıyordu.
  5. Konuşurken gözleri nefretle kaynıyordu.
  6. Kazan, kaynayan sıcak sıvıyla kabarıyordu.
  7. Eski sevgilisini başka bir kadınla görünce kıskançlıktan kaynıyordu.
  8. Festival sırasında şehir heyecanla kaynıyordu.
  9. Sırasını beklerken heyecanla kaynıyordu.
  10. Patlamadan önce volkan magmayla kaynıyordu.
  11. Yalan söylendiğini anladığında öfkeyle kaynıyordu.
  12. Sebzeler kaynarken tencere kabarıyordu.
  13. Bozuk makineyi tamir etmeye çalışırken hayal kırıklığına uğramıştı.
  14. Ülkedeki siyasi durum gerilimle kaynıyordu.
  15. İyi haberleri aldığında mutluluktan kaynıyordu.
  16. Ocakta kaynayan çorba tenceresi kabarıyordu.
  17. Sınavda başarısız olunca hayal kırıklığından kaynıyordu.
  18. Aşağıya doğru rafting yaparken nehir, akıntılarla kaynıyordu.
  19. Hırsızlıkla suçlandığında öfkeyle kaynıyordu.
  20. Adalet isteyen insanlar tarafından gerçekleştirilen protesto öfke ve hayal kırıklığıyla kaynıyordu.

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.