Seclusion İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Seclusion İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Seclusion Nedir?

Seclusion, Türkçe karşılığıyla “yalıtım, izolasyon” anlamına gelir. Bir kişinin veya bir grup insanın diğer insanlardan uzakta veya yalıtılmış bir şekilde bulunması durumunu ifade eder.

Örnek Cümleler:

1. After the pandemic started, many people went into seclusion to avoid getting sick.

(Pandemi başladıktan sonra birçok insan hastalanmamak için izolasyona girdi.)

  1. The hermit lived a life of seclusion in the mountains.
    (Solucan dağlarında yalıtılmış bir hayat yaşayan derviş.)

  2. The prisoner was placed in seclusion for several days as punishment.
    (Ceza olarak mahkum birkaç gün izolasyona konuldu.)

  3. The writer sought seclusion in a cabin in the woods to finish his book.
    (Yazar, kitabını bitirmek için ormanın içinde bir kulübede izolasyon aradı.)

  4. The celebrity went into seclusion after the scandal broke.
    (Ünlü skandal ortaya çıktıktan sonra izolasyona girdi.)

  5. The company president preferred seclusion to public appearances.
    (Şirket başkanı kamusal etkinliklerden ziyade yalıtılmayı tercih ediyordu.)

  6. The monk spent most of his life in seclusion in a monastery.
    (Keşiş ömrünün çoğunu manastırda izolasyon içinde geçirdi.)

  7. The small island was the perfect place for seclusion and relaxation.
    (Küçük ada, izolasyon ve rahatlama için mükemmel bir yerdi.)

  8. The patient was put in seclusion to prevent him from harming himself.
    (Hasta kendine zarar vermemesi için izolasyona konuldu.)

  9. The artist found inspiration in seclusion and solitude.
    (Sanatçı, izolasyon ve yalnızlıkta ilham buldu.)

  10. The couple went on a seclusion retreat to work on their relationship.
    (Çift, ilişkilerini düzeltmek için izolasyonlu bir çekilme yaptılar.)

  11. The astronaut spent several months in seclusion training for the mission.
    (Astronot görev için antrenman yapmak için birkaç ay izolasyonda geçirdi.)

  12. The hermitage provided a place of seclusion and reflection for visitors.
    (Köşk ziyaretçiler için yalıtım ve düşünce için bir yer sağladı.)

  13. The politician went into seclusion after losing the election.
    (Siyasetçi seçimleri kaybettikten sonra izolasyona girdi.)

  14. The artist’s studio was a place of seclusion and creativity.
    (Sanatçının stüdyosu yalıtım ve yaratıcılık için bir yerdi.)

  15. The monk took a vow of seclusion and silence for a year.
    (Keşi

ş bir yıl boyunca yalıtım ve sessizlik yemini aldı.)

  1. The retreat center offered programs for people seeking seclusion and spiritual renewal.
    (Çekilme merkezi, izolasyon ve manevi yenilenme arayan insanlar için programlar sunuyordu.)

  2. The actress went into seclusion after her husband passed away.
    (Aktris eşi öldükten sonra izolasyona girdi.)

  3. The hermit’s seclusion was interrupted by the arrival of a lost hiker.
    (Köşkün izolasyonu kaybolan bir gezginin varışıyla kesintiye uğradı.)

  4. The pandemic forced many people into seclusion, leading to feelings of loneliness and isolation.
    (Pandemi, birçok insanı izolasyona zorladı ve yalnızlık ve izolasyon hissiyatına neden oldu.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.