Seam İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Seam İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Seam Nedir?

Seam, Türkçe karşılığı dikiş olan İngilizce bir kelime. Genellikle kumaşların birleştirilmesi için kullanılır.

Örnek Cümleler:

  1. The seam on this shirt is coming apart. (Bu gömleğin dikişi çözülüyor.)
  2. She carefully ironed the seam of the dress. (Elbisenin dikiş yerini özenle ütüledi.)
  3. He found a tiny seam in the wallpaper and peeled it off. (Duvar kağıdında küçük bir dikiş yeri buldu ve soydu.)
  4. The dressmaker sewed the seams of the skirt. (Terzi eteğin dikişlerini dikti.)
  5. The carpet had a visible seam where the pieces were joined together. (Halının parçalarının birleştirildiği yerde görünür bir dikiş vardı.)
  6. He rubbed the seam of his jeans with sandpaper to give it a distressed look. (Kot pantolonunun dikiş yerini aşınmış bir görünüm vermek için zımparaladı.)
  7. She used a seam ripper to remove the stitches from the old dress. (Eski elbisenin dikişlerini çıkarmak için dikiş sökücü kullandı.)
  8. The seam of the leather jacket was reinforced with extra stitching. (Deri ceketin dikiş yeri ekstra dikişlerle güçlendirildi.)
  9. The basketball had a seam running along its circumference. (Basketbol topunun çevresinde bir dikiş yeri vardı.)
  10. She ran her finger along the seam of the quilt. (Yorganın dikiş yerinin üzerinden parmağıyla geçti.)
  11. The curtains were made with a French seam to prevent fraying. (Perdeler yıpranmayı önlemek için Fransız dikişiyle yapılmıştı.)
  12. The seams of the tent were sealed to keep out the rain. (Çadırın dikiş yeri yağmuru dışarıda tutmak için kapatıldı.)
  13. He used a special tape to cover the seam between the two pieces of wood. (İki ahşap parça arasındaki dikiş yeri kaplamak için özel bir bant kullandı.)
  14. The dress had a seam down the back that added a flattering shape. (Elbisenin arka tarafında hoş bir şekil oluşturan bir dikiş yeri vardı.)
  15. She cut

the fabric along the seam to create two separate pieces. (Kumaşı dikiş yeri boyunca keserek iki ayrı parça yarattı.)
16. The seam of the baseball glove was stiff at first, but it gradually became more flexible with use. (Beyzbol eldiveninin dikiş yeri öncelikle sertti, ancak kullanımıyla giderek daha esnek hale geldi.)

  1. The seam of the jacket was hidden by a flap of fabric. (Ceketin dikiş yeri bir kumaş parçasıyla kaplıydı.)
  2. The tailor used a ruler to make sure the seams were all straight. (Terzi, dikiş yerlerinin tümünün düzgün olması için bir cetvel kullandı.)
  3. She had to take apart the seam of the dress to make alterations. (Değişiklik yapmak için elbisenin dikiş yerini sökmek zorunda kaldı.)
  4. The artist used the seam of the canvas to create a subtle line in the painting. (Sanatçı, tablonun dikiş yerini kullanarak resimde ince bir çizgi oluşturdu.)

Yukarıda verilen örnek cümlelerde seam kelimesinin farklı bağlamlarda kullanımları görülmektedir. Bu cümlelerde seam kelimesi, kumaşların birleştirilmesi, dikiş yerleri, deri ceketlerin dikişleri, çadırların dikiş yerleri gibi birçok farklı konuda kullanılmıştır.

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.