Scrub İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Scrub İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Scrub kelimesinin Türkçe anlamı:

Scrub, temizlemek veya ovuşturmak anlamına gelen bir fiildir. Ayrıca, çalılık veya düşük, kıvrak ağaçlarla kaplı alanları ifade eden bir isim olarak da kullanılır.

Örnek cümleler:

1. I need to scrub the dishes before putting them in the dishwasher. (Bulaşıkları bulaşık makinesine koymadan önce ovalamam gerekiyor.)
2. He scrubbed the kitchen floor until it was spotless. (O, mutfak zeminini lekesiz olana kadar ovaladı.)
3. The doctors scrubbed their hands before the surgery. (Doktorlar ameliyattan önce ellerini ovuşturdu.)
4. We had to scrub the graffiti off the walls. (Duvarlardaki grafitileri temizlemek zorunda kaldık.)
5. She scrubbed the bathtub with a brush and cleaner. (Banyo küvetini bir fırça ve temizleyici ile ovaladı.)
6. The soccer player scrubbed the ball clean with his jersey. (Futbolcu, formasıyla topu temizledi.)
7. I’m going to scrub the car this afternoon. (Bugün öğleden sonra arabayı ovuşturacağım.)
8. The cleaning crew will scrub the floors in the office tonight. (Temizlik ekibi bu gece ofis zeminlerini ovuşturacak.)
9. He scrubbed his face vigorously with soap and water. (Yüzünü sabun ve suyla kuvvetli bir şekilde ovuşturdu.)
10. The scrub area behind the house was filled with wildflowers. (Evin arkasındaki çalılık alan, yabani çiçeklerle doluydu.)
11. The players had to scrub the mud off their uniforms after the game. (Oyuncular, oyundan sonra üniformalarındaki çamuru temizlemek zorunda kaldı.)
12. The hospital requires all staff to scrub in before entering the operating room. (Hastane, tüm personelin ameliyathaneye girmeden önce ellerini ovuşturmasını gerektirir.)
13. She scrubbed the pot with a scouring pad to remove the burnt-on food. (Yemek kalıntılarını temizlemek için tencereyi bir ovma pedi ile ovuşturdu.)
14. The cleaning solution helped to scrub the grime off the windows. (Temizlik solüsyonu, camlardaki kirleri temizlemeye yardımcı oldu.)
15. The students had to scrub the school’s gymnasium after the basketball game. (Öğrenciler, basketbol oyunundan sonra okulun spor salonunu temizlemek zorunda kaldı.)
16. The hiker got scratches from the scrub brush while walking through the wilderness. (Yabanlık alan boyunca yürürken, yürüyüşçü çalılık fırçasından çizikler aldı.)
17. I scrubbed my hands thoroughly after touching the dirty trash can. (Kirli çöp kutusuna dokunduktan sonra ellerimi iyice ovuşturdum.)

  1. The new cleaning product claims to scrub away even the toughest stains. (Yeni temizlik ürünü, en zorlu lekeleri bile temizleyebileceğini iddia ediyor.)
  2. She spent hours scrubbing the grout in between the tiles. (Karo aralarındaki harcı temizlemek için saatler harcadı.)
  3. The team had to scrub the field after the rain to prevent the mud from damaging the grass. (Takım, yağmurdan sonra çimeni zarar görmesini önlemek için sahayı ovuşturmak zorunda kaldı.)

Türkçe karşılıklar:

  1. bulaşıkları ovalamak
  2. zemini ovuşturmak
  3. elleri ovuşturmak
  4. grafitileri temizlemek
  5. küveti ovuşturmak
  6. arabayı ovuşturmak
  7. arabanın üzerini ovalamak
  8. ofis zeminlerini ovuşturmak
  9. yüzünü ovuşturmak
  10. çalılık alanı
  11. üniformalardaki çamuru temizlemek
  12. ellerini ovuşturmak
  13. tencereyi ovuşturmak
  14. camları ovuşturmak
  15. spor salonunu temizlemek
  16. çalılık fırçası
  17. elleri ovuşturmak
  18. lekeleri temizlemek
  19. karo aralarındaki harcı temizlemek
  20. sahayı ovuşturmak

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.