Savour İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Savour İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Savour İle İlgili Cümleler

Savour kelimesi Türkçede “lezzet almak, keyif almak” anlamına gelir.

  1. I savoured every bite of the delicious meal. (Her lokmayı lezzetle yedim.)
  2. She savoured the moment when she received her diploma. (Diplomasını aldığı anın tadını çıkardı.)
  3. He savours the quiet moments in his busy schedule. (Yoğun programında sessiz anların tadını çıkarır.)
  4. We savoured the beauty of the sunset on the beach. (Plajdaki günbatımının güzelliğini tadını çıkardık.)
  5. They savoured the victory over their rivals. (Rakiplerine karşı kazandıkları zaferin keyfini çıkardılar.)
  6. She savoured the aroma of freshly brewed coffee. (Taze demlenmiş kahvenin kokusunu içine çekti.)
  7. He savoured the feeling of accomplishment after finishing the marathon. (Maratonu bitirdikten sonra başarı hissini tattı.)
  8. They savoured the warmth of the fire on a cold winter night. (Soğuk bir kış gecesinde ateşin sıcaklığını hissettiler.)
  9. She savoured the moment when her baby took her first steps. (Bebeğinin ilk adımlarını atması anını tadını çıkardı.)
  10. He savoured the taste of the exotic fruit he tried for the first time. (İlk kez denediği egzotik meyvenin tadını çıkardı.)
  11. They savoured the serenity of the countryside. (Kırsalın huzurunu tadını çıkardılar.)
  12. She savoured the peace and quiet of the library. (Kütüphanenin huzur ve sessizliğinin tadını çıkardı.)
  13. He savoured the richness of the chocolate cake. (Çikolatalı kekin zenginliğini tattı.)
  14. They savoured the joy of being reunited with their long-lost friend. (Uzun süredir kaybettikleri arkadaşlarıyla yeniden bir araya gelmenin sevincini tattılar.)
  15. She savoured the beauty of the blooming flowers in the garden. (Bahçedeki açan çiçeklerin güzelliğini tattı.)
  16. He savoured the excitement of skydiving for the first time. (İlk kez paraşütle atlamak heyecanını tattı.)
  17. They savoured the simplicity of a homemade meal. (Ev yapımı yemeğin basitliğini tattılar.)
  18. She savoured the peacefulness of a yoga session. (Yoga seansının huzurunu tattı.)
  19. He savoured the thrill of driving a sports car. (Spor arabayı kullanmanın heyecanını tattı.)
  20. They savoured the company of each other on a romantic evening. (Romantik bir akşamda birbirlerinin şirketinin tadını çıkardılar.)
  1. She savoured the coolness of the breeze on a hot summer day. (Sıcak bir yaz gününde esen rüzgarın serinliğini tattı.)
  2. He savoured the beauty of the snow-covered mountains on a skiing trip. (Kayak yaparken karla kaplı dağların güzelliğini tattı.)
  3. They savoured the excitement of exploring a new city. (Yeni bir şehri keşfetmenin heyecanını tattılar.)
  4. She savoured the relief of finally finishing a difficult project. (Zor bir projeyi tamamlamanın rahatlamasını tattı.)
  5. He savoured the satisfaction of a well-deserved promotion. (Hak ettiği bir terfi sonrası memnuniyetini tattı.)
  6. They savoured the tranquility of a quiet lake on a canoeing trip. (Kano gezisinde sessiz bir gölün huzurunu tattılar.)
  7. She savoured the nostalgia of listening to her favorite childhood song. (En sevdiği çocukluk şarkısını dinlemenin nostaljisini tattı.)
  8. He savoured the challenge of solving a difficult puzzle. (Zor bir bulmacayı çözmenin zorluğunu tattı.)
  9. They savoured the humor of a funny movie. (Komik bir filmi izlemenin espri ve neşesini tattılar.)
  10. She savoured the intimacy of a deep conversation with a close friend. (Yakın bir arkadaşla derin bir konuşmanın samimiyetini tattı.)

(h1)Özet(h1)
Bu örnek cümlelerde savour kelimesi lezzet, keyif alma anlamında kullanılmıştır. Kelime genellikle yemeklerin, içeceklerin ve yaşamın güzelliklerinin tadını çıkarmak için kullanılır.

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.