Saturation İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Saturation İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Saturation (Doygunluk) Nedir?

Saturation (Doygunluk) bir rengin ne kadar saf veya zengin olduğunu ifade eder. Tamamen doygun bir renk, herhangi bir beyaz, siyah veya gri içermeyen, en canlı ve en zengin haliyle bir renktir.

Örnek Cümleler:

1. The artist used high saturation to make the painting more vibrant. (Sanatçı, resmi daha canlı hale getirmek için yüksek doygunluk kullandı.)
2. The saturation of the blue color in this room is too much. (Bu odadaki mavi rengin doygunluğu çok fazla.)
3. The photograph has low saturation, so it looks washed out. (Fotoğrafın doygunluğu düşük, bu nedenle soluk görünüyor.)
4. The colors in this painting have different levels of saturation. (Bu tablodaki renkler farklı doygunluk seviyelerine sahip.)
5. The designer chose a lower saturation to create a more subtle look. (Tasarımcı daha nüanslı bir görünüm yaratmak için daha düşük bir doygunluk seçti.)
6. The saturation of the green leaves is eye-catching against the dark background. (Koyu arka plana karşı yeşil yaprakların doygunluğu göze çarpıyor.)
7. The colors in the sunset are at their highest saturation. (Güneş batımındaki renkler en yüksek doygunluk seviyelerinde.)
8. The painting looks too bright due to its high saturation. (Resim, yüksek doygunluğu nedeniyle çok parlak görünüyor.)
9. The saturation of the red in the flag represents courage and bravery. (Bayrağın kırmızısının doygunluğu cesaret ve kahramanlık temsil eder.)
10. The saturation of the colors in this advertisement makes it stand out. (Bu reklamdaki renklerin doygunluğu onu öne çıkarıyor.)
11. The saturation of the orange color in the logo is too intense. (Logodaki turuncu rengin doygunluğu çok yoğun.)
12. The saturation of the pink flowers in the garden is stunning. (Bahçedeki pembe çiçeklerin doygunluğu etkileyici.)
13. The photograph’s saturation was adjusted to make the colors more natural. (Fotoğrafın doygunluğu, renkleri daha doğal hale getirmek için ayarlandı.)
14. The designer chose a high saturation to create a bold look. (Tasarımcı cesur bir görünüm oluşturmak için yüksek bir doygunluk seçti.)
15. The saturation of the yellow color in the painting brings attention to the focal point. (Resimdeki sarı rengin doygunluğu odak noktasına dikkat çekiyor.)
16. The saturation of the colors in this fabric is too low, so it looks dull. (Bu kumaştaki renklerin doygunluğu çok düşük, bu nedenle mat

17. The saturation of the green color in this design gives it a natural feel. (Bu tasarımdaki yeşil rengin doygunluğu ona doğal bir his veriyor.)
18. The saturation of the blue in the ocean is mesmerizing. (Okyanustaki mavinin doygunluğu büyüleyici.)
19. The photographer increased the saturation of the colors to create a more lively image. (Fotoğrafçı renklerin doygunluğunu arttırarak daha canlı bir görüntü oluşturdu.)
20. The color saturation of the image is too high, making it look unnatural. (Görüntünün renk doygunluğu çok yüksek, bu nedenle doğal görünmüyor.)