Sassy İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Sassy İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Sassy İle İlgili Cümleler

Türkçe Anlamı: Kibirli, kendine güvenen, kendini beğenmiş.

  1. She is too sassy for her own good. (O, kendine güveni fazla olan biri, bu kendisi için iyi değil.)
  2. I can’t stand her sassy attitude. It’s so annoying. (Onun kibirli tavırlarına dayanamıyorum. Çok rahatsız edici.)
  3. Her sassy remarks always get her into trouble. She needs to learn when to keep her mouth shut. (Onun kibirli sözleri her zaman başına bela açıyor. Ağzını kapamayı ne zaman öğreneceğine ihtiyacı var.)
  4. He walked out of the interview because of the sassy questions he was asked. (Sordukları kibirli sorular yüzünden röportajdan ayrıldı.)
  5. Don’t be so sassy with me. I won’t tolerate it. (Benimle bu kadar kibirli olma. Buna tahammül etmeyeceğim.)
  6. She was always the sassy one in our group of friends. (Arkadaş grubumuzda hep kendine güveni yüksek olan oydu.)
  7. Her sassy demeanor rubbed people the wrong way. (Kibirli tavırları insanların yanlış anlamasına sebep oldu.)
  8. He got into a heated argument with the sassy waitress over his order. (Siparişi üzerine kibirli garsonla hararetli bir tartışma yaşadı.)
  9. I love her sassy sense of humor. (Kibirli mizah anlayışını seviyorum.)
  10. She responded with a sassy comment when he

    asked her out on a date. (Randevu teklifi yaptığında kibirli bir yorumla cevap verdi.)

  11. Her sassy retort had everyone in the room laughing. (Kibirli karşılığı, odadaki herkesi güldürdü.)
  12. He was taken aback by her sassy response. (Kibirli karşılığı karşısında şaşkına döndü.)
  13. She put him in his place with a sassy comeback. (Kibirli bir karşılıkla onu yerine koydu.)
  14. Her sassy confidence inspired others to be more assertive. (Kibirli özgüveni, diğerlerinin daha iddialı olmalarına ilham verdi.)
  15. He wasn’t sure how to respond to her sassy remarks. (Kibirli sözlerine nasıl karşılık vereceğinden emin değildi.)
  16. The sassy saleswoman made a convincing argument for her product. (Kibirli satış kadını, ürünü için ikna edici bir argüman ortaya koydu.)
  17. She was always quick with a sassy comeback. (Her zaman kibirli bir karşılıkla hızlıydı.)
  18. Her sassy confidence bordered on arrogance. (Kibirli özgüveni kibirli davranışlara dönüştü.)
  19. He couldn’t help but be charmed by her sassy personality. (Kibirli kişiliği tarafından etkilendi.)
  20. The sassy comedian had the audience in stitches. (Kibirli komedyen izleyicileri kırıp geçirdi.)
  21. She delivered a sassy one-liner that had everyone cracking up. (Herkesi kırıp geçiren bir kibirli tek cümle söyledi.)
  22. Her

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.