Sabotage İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Sabotage İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Sabotage İle İlgili Cümleler

Sabotage: Bir şeyin başarısını engellemek, zarar vermek veya yok etmek için kasıtlı olarak hareket etmek.

  1. She suspected that her co-worker was sabotaging her project. (Onun projesini sabote ettiğinden şüphelendi.)
  2. The company suffered a huge loss due to sabotage by its competitors. (Şirket, rakipleri tarafından yapılan sabotaj nedeniyle büyük bir kayıp yaşadı.)
  3. The enemy attempted to sabotage the military operation. (Düşman, askeri operasyonu sabote etmeye çalıştı.)
  4. The protestors threatened to sabotage the event. (Protestocular, etkinliği sabote etmekle tehdit etti.)
  5. The manager was fired for attempting to sabotage the company’s reputation. (Yönetici, şirketin itibarını sabote etmeye çalıştığı için kovuldu.)
  6. The terrorist group claimed responsibility for sabotaging the train. (Terör örgütü, treni sabote etmekten sorumlu olduklarını iddia etti.)
  7. The mechanic discovered that someone had sabotaged the brakes on the car. (Tamirci, arabadaki frenlerin biri tarafından sabote edildiğini keşfetti.)
  8. The spy was sent to sabotage the enemy’s plans. (Casus, düşmanın planlarını sabote etmek için gönderildi.)
  9. The athlete was accused of sabotaging his opponent’s equipment. (Sporcu, rakibinin ekipmanını sabote etmekle suçlandı.)
  10. The saboteur was caught in the act and arrested. (Sabotajcı, eylem halindeyken yakalandı ve tutuklandı.)
  11. The construction of the bridge was delayed due to sabotage by environmentalists. (Köprünün yapımı, çevreciler tarafından yapılan sabotaj nedeniyle gecikti.)
  12. The airplane crash was caused by someone sabotaging the engine. (Uçak kazası, birinin motoru sabote etmesinden kaynaklandı.)
  13. The politician accused his opponents of trying to sabotage his campaign. (Politikacı, rakiplerinin kampanyasını sabote etmeye çalıştığını iddia etti.)
  14. The workers went on strike to protest against the company’s sabotage of their wages. (İşçiler, şirketin ücretlerini sabote etmesine karşı protesto için greve gitti.)
  15. The hacker attempted to sabotage the computer system of the bank. (Hacker, bankanın bilgisayar sistemini sabote etmeye çalıştı.)
  16. The coach was fired for sabotaging the team’s chances of winning. (Antrenör, takımın kazanma şansını sabote ettiği için kovuldu.)
  17. The sabotage of the oil pipeline caused an environmental disaster. (Petrol boru hattının sabotajı, bir çevre felaketine neden oldu.)
  18. The detectives were investigating a case of industrial sabotage. (Polisler, endüstriyel sabotaj bir vakayı araştırıyorlardı.)
  19. The factory workers suspected that management was sabotaging their efforts to form a union.
  1. The journalist uncovered evidence of sabotage in the government’s handling of the crisis. (Gazeteci, krizle ilgili hükümetin işleyişinde sabotaj kanıtlarını ortaya çıkardı.)

Türkçe Karşılıklar:

  1. Onun projesini sabote ettiğinden şüphelendi.
  2. Şirket, rakipleri tarafından yapılan sabotaj nedeniyle büyük bir kayıp yaşadı.
  3. Düşman, askeri operasyonu sabote etmeye çalıştı.
  4. Protestocular, etkinliği sabote etmekle tehdit etti.
  5. Yönetici, şirketin itibarını sabote etmeye çalıştığı için kovuldu.
  6. Terör örgütü, treni sabote etmekten sorumlu olduklarını iddia etti.
  7. Tamirci, arabadaki frenlerin biri tarafından sabote edildiğini keşfetti.
  8. Casus, düşmanın planlarını sabote etmek için gönderildi.
  9. Sporcu, rakibinin ekipmanını sabote etmekle suçlandı.
  10. Sabotajcı, eylem halindeyken yakalandı ve tutuklandı.
  11. Köprünün yapımı, çevreciler tarafından yapılan sabotaj nedeniyle gecikti.
  12. Uçak kazası, birinin motoru sabote etmesinden kaynaklandı.
  13. Politikacı, rakiplerinin kampanyasını sabote etmeye çalıştığını iddia etti.
  14. İşçiler, şirketin ücretlerini sabote etmesine karşı protesto için greve gitti.
  15. Hacker, bankanın bilgisayar sistemini sabote etmeye çalıştı.
  16. Antrenör, takımın kazanma şansını sabote ettiği için kovuldu.
  17. Petrol boru hattının sabotajı, bir çevre felaketine neden oldu.
  18. Polisler, endüstriyel sabotaj bir vakayı araştırıyorlardı.
  19. Fabrika işçileri, yönetimin sendika kurma çabalarını sabote ettiğinden şüphelendiler.
  20. Gazeteci, krizle ilgili hükümetin işleyişinde sabotaj kanıtlarını ortaya çıkardı.

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.