Run-İn İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Run-İn İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Run-in Nedir?

Run-in, genellikle iki kişi arasında olan bir kısa tartışma ya da kavga anlamına gelir.

Örnek Cümleler:

  1. Run-in between the two coworkers happened during the meeting.

    Toplantı sırasında iki meslektaşı arasında bir tartışma yaşandı.

  2. The run-in between the two football players caused a huge commotion on the field.

    İki futbol oyuncusu arasındaki kavga sahada büyük bir karmaşaya neden oldu.

  3. The customer had a run-in with the store manager over a product issue.

    Müşteri, bir ürün sorunu nedeniyle mağaza müdürüyle bir tartışma yaşadı.

  4. The run-in between the two neighbors was resolved peacefully.

    İki komşu arasındaki kavga barışçıl bir şekilde çözüldü.

  5. The politician had a run-in with the journalist during the press conference.

    Politikacı, basın toplantısında gazeteciyle bir tartışma yaşadı.

  6. The run-in between the two friends was quickly forgotten.

    İki arkadaş arasındaki kavga hızlıca unutuldu.

  7. The actress had a run-in with the paparazzi outside the restaurant.

    Aktris, restoranın dışındaki paparazziyle bir tartışma yaşadı.

  8. The two drivers had a run-in on the highway over a traffic violation.

    İki sürücü, bir trafik ihlali nedeniyle otoyolda bir kavga yaşadı.

  9. The student had a run-in with the teacher after being caught cheating on the exam.

    Öğrenci, sınavda kopya çekerken yakalandıktan sonra öğretmeniyle bir tartışma yaşadı.

  10. The actor had a run-in with the director over a creative difference.

    Aktör, bir yaratıcı farklılık nedeniyle yönetmenle bir tartışma yaşadı.

  11. The two siblings had a run-in

    over the ownership of their family’s property.

    İki kardeş, ailelerinin mal varlığı üzerindeki sahiplikleri konusunda bir kavga yaşadılar.

  12. The businessman had a run-in with the customs officials over a documentation issue.

    İşadamı, belge sorunu nedeniyle gümrük görevlileriyle bir tartışma yaşadı.

  13. The two musicians had a run-in over the creative direction of their new album.

    İki müzisyen, yeni albümlerinin yaratıcı yönlendirilmesi konusunda bir kavga yaşadılar.

  14. The athlete had a run-in with the referee over a controversial call.

    Atlet, tartışmalı bir karar nedeniyle hakemle bir tartışma yaşadı.

  15. The two colleagues had a run-in over a project deadline.

    İki meslektaş, bir proje teslim tarihi nedeniyle bir kavga yaşadılar.

  16. The couple had a run-in over their different opinions on where to go on vacation.

    Çift, tatil yapacakları yer konusunda farklı görüşler nedeniyle bir tartışma yaşadılar.

  17. The two roommates had a run-in over cleaning responsibilities.

    İki oda arkadaşı, temizlik sorumlulukları konusunda bir kavga yaşadılar.

  18. The actor had a run-in with the director over a scene in the script.

    Aktör, senaryodaki bir sahne nedeniyle yönetmenle bir tartışma yaşadı.

  19. The two politicians had a run-in over their different views on healthcare reform.

    İki siyasetçi, sağlık reformu konusundaki farklı görüşleri nedeniyle bir kavga yaşadılar.

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.